Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) aldığı “imar barışıyla” yasal hale getirilen kaçak ya da imara aykırı yapıların güvenliği konusunda yalnızca bina sahiplerinin değil, ilgili kamu kurumlarının da sorumlu olduğuna dair kararı değerlendiren İstanbul Planlama Ajansı Başkanı Buğra Gökce, “Şehirlerimizin deprem direncini artırmak ve vatandaşlarımızın can güvenliğini korumak için imar barışı gibi uygulamalardan tamamen vazgeçmek, bina stokumuzu denetleyerek, güçlendirmek gerekiyor” dedi.
AYM’nin kaçak ya da imara aykırı yapıların güvenliği konusunda ilgili kamu kurumlarının da sorumlu olduğuna dair kararının ardından İstanbul Planlama Ajansı Başkanı Buğra Gökce açıklama yaptı.
Gökce, “Demek ki adına İmar Barışı da deseniz imar affı çıkardığınızda ne afet risklerini bertaraf edilebiliyor, ne de idarenin denetim ve gözetim sorumluluğu ortadan kalkıyor. Sadece kaçak binlerce yapıya yasal statü verip bu yapıların depreme dirençli hale gelmeleri ihmal ediliyor ya da en hafif tabiriyle güçleştiriliyor” dedi.
Gökce, sosyal medyadan yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Yapı kayıt belgesi alan yapılarda deprem gibi etkenlerle yaşanabilecek olaylardan kamu kurumları da sorumlu olacak.
Demek ki adına İmar Barışı da deseniz imar affı çıkardığınızda ne afet risklerini bertaraf edilebiliyor, ne de idarenin denetim ve gözetim sorumluluğu ortadan kalkıyor. Sadece kaçak binlerce yapıya yasal statü verip bu yapıların depreme dirençli hale gelmeleri ihmal ediliyor ya da en hafif tabiriyle güçleştiriliyor.
18 Mayıs 2018’de yürürlüğe giren düzenleme ile ruhsata aykırı yapılar imar barışı kapsamına alındı.
İlgili düzenleme kapsamında çıkartılan Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine Dair Tebliğ ile “Yapının depreme dayanıklılığı, yapının fen ve sanat norm standartlarına aykırılığı hususu yapı malikinin sorumluluğundadır” hükmü getirilmişti.
Danıştay Anayasa Mahkemesi nezdinde dava açarak, bu düzenlemenin iptalini istedi.
Anayasa Mahkemesi, Danıştay’ın itirazını haklı bularak, ilgili düzenlemenin oybirliğiyle iptaline karar verdi. Kararda; idarenin denetim ve gözetim sorumluluğunun devam ettiği bir konuda idare aleyhine tazminat davası açılamamasının Anayasa’ya aykırı olduğuna dikkat çekti.
Bu hükmün iptal edilmesiyle vatandaşlar artık idareye karşı dava açabilecek.
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın verilerine göre imar affından 5 milyon 849 bin konut ve 1 milyon 237 bin ticari olmak üzere 7 milyon 86 bin adet bağımsız bölüm yararlandı. 3 milyon 110 bin adet Yapı Kayıt Belgesi verildi.
İmar barışı düzenlemesiyle Türkiye çok ağır bir bedel ödedi. 6 Şubat depreminde bu şekilde yapı kayıt belgesi alan binlerce bina ağır hasar gördü ve vatandaşlarımız hayatını kaybetti.
Şehirlerimizin deprem direncini arttırmak ve vatandaşlarımızın can güvenliğini korumak için imar barışı gibi uygulamalardan tamamen vazgeçmek, bina stoğumuzu denetleyerek, güçlendirmek gerekiyor.
İmar aflarının yaratıcıları kentlerimizin sorunlarını çözüp dirençli hale getiremez.”