Gayrimenkul sektör temsilcileri, 31 Mayıs 2012 tarihinde yürürlüğe giren "Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun" kapsamında yürütülen kentsel dönüşüm çalışmalarına ilişkin taleplerini anlattı.
Ağaoğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ağaoğlu, seçimlerin ardından Türkiye'nin ilk önceliğinin kentsel dönüşüm olması gerektiğini vurguladı.
Kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poors'un eylülde doğal felaketlerin kredi notları üzerine muhtemel etkilerine dair bir araştırma raporu yayımladığını hatırlatan Ağaoğlu, bu raporda Türkiye'nin fay hatları nedeniyle "ekonomisi tehdit altında bir bölge" olarak gösterildiğini kaydetti.
'Tedbirimizi alsak ne kaybederiz?'
Ağaoğlu, "Türkiye'de bugün yarın İstanbul depremi bekleniyor ve dünyadaki herkes bunun farkında. Kafamızı deve kuşu gibi kuma gömmeyelim, yitirilen canları hatırlayıp ders alalım. Kentsel dönüşüm için sözde değil özde seferberlik başlatalım. Yitirilen canları hatırlayıp ders alalım. Tedbirimizi alsak ne kaybederiz? Eski yapıları yenileyelim" dedi.
Son birkaç yıllık dönemde makro ve ulusal bazı gelişmelerin de etkisiyle kentsel dönüşüm seferberliğinin sekteye uğradığını anlatan Ağaoğlu, "Gerginlik olduğu zaman ilk duraksayan mekanizma zaten bürokrasi oluyor. Arkasında kuvvetli bir irade olmadığı zaman bürokrat duruyor, risk almıyor. Bürokratı iş yapıp, değer üretmeye itecek siyasi irade lazım. Dileriz ki gayrimenkul sektörünün, taşın altına elini koyabilecek bir bakanı olur. Şu son dönemde karmaşa ortamının da etkisiyle kentsel dönüşüm konusunda en ufak bir adım bile atılmadı, hatta geri adım atıldı. Sektörü, bürokrasiye boğmayacak bir bakan istiyoruz" diye konuştu.
Ağaoğlu, 1 Kasım seçim sonuçlarının Türkiye'nin geleceği adına sevinç verici olduğunu dile getirdi: ''Dünyanın en iyi senaristlerini toplayıp 'Türkiye için en iyi senaryo hangisi ise onu yazın' deseniz herhalde bunu yazarlardı" diyen Ağaoğlu, seçmenlerin istikrara ve huzura oy verdiğini, kimsenin kavga istemediğini söyledi.
'Kentsel dönüşüm bakanlığı kurulmalı'
Global Real Invest Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Koca da yeni hükümetin seçim beyannamesinde yer alan "Rekabetçiliği ve Sosyal Uyumu Gözeten Kentsel Dönüşüm" ifadesini süratle hayata geçirmesi gerektiğini vurguladı.
Hükümetin Afet Riski kapsamında kentsel dönüşümü hızlandırmak için bakanlık düzeyinde yeni bir yapılanmaya ihtiyaç duyduğunu belirten Koca, şunları kaydetti:
"Kentsel dönüşüm gibi hayati bir konuda bakanlık kurmanın nesi yanlış? Çevre ve Şehircilik Bakanlığının işlevsel bazda ayrılması ve kentsel politikaları yürütecek Kentsel Dönüşüm ve Şehircilik Bakanlığının kurulması, dönüşümün tüm paydaşlarına kolaylık sağlar. Bunun yanında üst ölçekli kentsel dönüşüm master planlarının yapılması, imar transferi ve gayrimenkul sertifikası uygulamalarının hayata geçirilmesi şarttır. Alternatif finansman çözümlerinin desteklenmesi, imar ve müktesep hak konularının ele alınması, KDV iadesi, harç muafiyeti ve kira yardımları gibi teşviklerin devam etmesi kısa ve orta vadede afet riskine karşı özel sektörün beklentileridir."
'Vergisel teşvikler gelebilir'
Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) İcra Kurulu Üyesi Haluk Sur, yalnızca Toplu Konut İdaresi Başkanlığının (TOKİ) değil alt gelir grubuna yönelik proje geliştirilmesinde özel sektörün de bu alana çekilmesi, desteklenmesi gerektiğini söyledi.
Alt gelir grubunun özel sektörden ev alabilmesi için önerilerini sıralayan Sur, "Mesela konut alıcılarının ön ödemeleri devlet tarafından desteklenebilir, alt gelir grubuna yönelik projelerde özel sektöre imarlı ve altyapılı arsa desteği sağlanabilir ve vergisel teşvikler gündeme getirilebilir. Bunun dışında dönüşüme finans sağlanabilmesi için araçların çeşitlendirilmesine ihtiyaç var ki bu konuda devletimiz elinden geleni yapmış durumda. Uygulamada gerekirse farklı çalışmalar da ihtiyaca göre ele alınabilir" diye konuştu.
İstanbul Emlak Komisyoncuları ve Danışmanları Esnaf Odası Başkanı Nizameddin Aşa, kentsel dönüşüm konusunda devletin yapması gerekenleri kanunla belirlediğini ve daha fazlasını yapamayacağını dile getirerek, bazı hususlarda esneklik sağlanabileceğini aktardı.
"Devletten aslında beklenen imar uygulamalarında biraz daha elastikiyet sağlanması" diyen Aşa, özellikle yıkılan binaların yeniden yapılması sırasında devletin hak sahibi veya müteahhidi daha fazla düşünmesi gerektiğini kaydetti.
Aşa, "Yıkılan binaya yine aynı imar izni verilince buraya giren müteahhit para kazanamıyor veya vatandaş da cebinden para katamıyor. Ancak imar izinlerinde biraz daha esneklik sağlanırsa burada dönüşüm hızlanabilir" görüşünü de paylaştı.