Türkiye’nin kültür varlıkları ve SİT alanları büyük bir tehdit altında. Hükümet yeni bir yasal düzenleme yapıp 14 Ekim’e kadar yürürlüğe sokamazsa, Türkiye’nin tüm SİT alanlarında inşaat yapılabilecek ve bunu yapanlar hiçbir cezayla karşılaşmayacak.
Anayasa Mahkemesi’nin, SİT alanlarında inşaat yapımına büyük cezalar öngören yasa maddesini iptal etmesinin ardından ortaya çıkan yasal boşluğu yoketmek için Hükümet hala bir düzenleme yapmadı. Yüksek Mahkeme Hükümete 1 yıl süre vermiş, iptal kararının yürürlüğünü 1 yıl sonrasına, yani 14 Ekim 2013 tarihine ertelemişti. Ancak geçen 10 ay içinde Hükümet yeni bir yasa hükmü tesis etmediği için, SİT alanlarının inşaata açılmasına yol açabilecek tarihle ilgili geri sayım başlamış oldu. Öte yandan TBMM halen tatilde olduğu ve aksi bir karar alınmazsa yeni yasama yılı 1 Ekim’de başlayacağı için, Hükümetin yeni bir yasa çıkarması ve bu yasanın Köşk’ten onaylanarak yürürlüğe girmesi için sadece 14 günü olacak.
SİT ALANINA APARTMAN DİKSEN HAPİS CEZASI OLMAYACAK
Anayasa Mahkemesi, iki yerel mahkemenin Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun bazı hükümlerinin anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle yaptığı başvuruyu esastan görüşerek, kanunun ilgili maddelerini iptal etmişti. Yüksek Mahkeme’nin 11 Nisan 2012′de aldığı iptal kararı, 13 Ekim 2012′de Resmi Gazete’de yayınlanmıştı. Anayasa Mahkemesi kararında Hükümetin bu belirsizlikle ilgili bir düzenleme yapması istenmiş, bunun için de Hükümete, iptal karanının yürürlüğe girmesi için 1 yıllık süre verilmişti. İptal edilen hüküm, kültür varlıklarına zarar veren ve SİT alanlarına inşaat yapanlara 2-5 yıl hapis cezası öngörüyordu. Kararla bu hüküm ortadan kalktı. Yani 14 Ekim tarihinden itibaren, Hükümet yeni bir yasa çıkaramazsa, SİT alanlarında inşaat yapanlara ceza verilmeyecek.
HALA YASA HAZIRLIĞI YOK
Hükümetin önünde yasal düzenleme için hala zaman olmasına rağmen, mevcut durum çevreciler ve hukukçuları endişelendiriyor. Sözkonusu çevreler, “Aksi bir durumda talanın boyutunu düşünmek bile istemiyoruz” diyor. Diğer taraftan VATAN’a konuya ilişkin bilgi veren Kültür ve Turizm Bakanlığı kaynakları, “Konuyla ilgili yapılmış ve Bakanlar Kurulu’na sunulmuş herhangi bir hazırlık olmadığını” kaydetti.
MECLİS AÇILDIĞINDA DÜĞMEYE BASILSA 14 GÜN KALMIŞ OLACAK
Yasal boşluğu ortadan kaldıracak düzenleme, erken açılma durumu olmazsa, 1 Ekim’de yeni yasama yılına başlayacak olan TBMM’ne hemen gönderilirse bile yasalaşma ve yürürlüğe girme süreci için sadece 14 gün olacak.
Sözkonusu düzenleme, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanıp Bakanlar Kurulu’nda imzalanarak Hükümet tasarısı olarak Meclis’e gönderilebileceği gibi, bir Torba Yasa’ya eklenerek de çıkarılabilir. Veya milletvekilleri tarafından bir yasa teklifi olarak da Meclis’e gelebilir.
HERŞEY AYDIN’DA BİR ÇİFTÇİNİN SİT ALANINA İNCİR AĞACI DİKMESİYLE BAŞLADI
SİT alanlarının talan edilmesine neden olabilecek süreç, Aydın’da SİT alanındaki arazisine incir ağacı diken çiftçiye 5 yıl hapis cezası verilmesi kararının Anayasa Mahkeme’sine götürülmesiyle başladı. Aydın’ın Germencik ilçesinde, 1997’de SİT alanı ilan edilen arazine çukur kazıp, incir ağacı diken bir çiftçiye açılan dava, Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kanunu’ndaki çok büyük bir eksikliği ortaya çıkardı. Germencik’te bir çiftçinin vekaleten maliki olduğu taşınmazın tapu kaydına 1999’da Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlığı şerhi konuldu. 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıkları Kanunu’nda yer almasına rağmen devlet, kamulaştırma işlemi yapmadı. Bu arada taşınmaz sahibi çatısı aktığı için taşınmazın çatı onarım işini yaparken, taşınmazın etrafını da izin alarak dikenli telle çevirdi. Çiftçi, arazideki incir ağaçlarının arasına çukur kazma ve yeni incir ağaçları dikme işini de izinsiz yaptı. Savcılık SİT alanı içinde bulunan arazideki bahçede incir ağaçlarının arasına çukur kazdığı ve yeni incir ağaçları diktiği gerekçesiyle çiftçi hakkında dava açtı. Yargılama aşamasında taşınmazın beyanlar hanesine 6 Mart 1997’de “SİT alanıdır” ibaresinin yazılmış olduğu anlaşıldı.
Çiftçi, savunmasında, araziye çukur kazarak incir ağaçlarını diktiğini, kendi taşınmazı olması sebebiyle ağaç dikmesinin suç olduğunu bilmediğini savundu. Hakkında açılan davalara bakan mahkeme, SİT alanlarıyla ilgili cezai yaptırımları düzenleyen kanunun 65. maddesinin (a) ve (b) bendlerinin, Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Başvuru gerekçesinde, SİT alanı olan taşınmazlarda malikin kullanma şartlarının Koruma Bölge Kurulları tarafından her yıl belirlendiği ve belirlenen esasların internet sitesinde yayınlandığı kaydedildi.
Taşınmazını tarım amaçlı kullanan maliklerin zaten SİT alanı nedeniyle kısıtlanmış olan mülkiyet hakkını kullanamadığı, kullandığı takdirde cezayla karşılaşmasının adeta kaçınılmaz olduğu savunulan başvuruda, kanunun, anayasanın 38. maddesindeki “kanunsuz suç ve ceza olmaz” ilkesine aykırı olduğu belirtildi. Dosyaya bakan Anayasa Mahkemesi, başvuruyu haklı görerek kanunun ilgili maddelerini iptal etti.
14 EKİM’DE ORTADAN KALKACAK KRİTİK MADDE…
Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği 2863 Sayılı Yasa’nın (b) bendi “Sit alanlarında geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartlarına, koruma amaçlı imar planlarına ve koruma bölge kurullarınca belirlenen koruma alanlarında öngörülen şartlara aykırı izinsiz inşai ve fiziki müdahale yapanlar veya yaptıranların, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılır” düzenlemesini içeriyordu.
İptal edilen ve 14 Ekim itibariyle yeni bir yasal düzenleme yürürlüğe girmemesi halinde ortadan kalkacak maddeler şöyle:
a) Korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının yıkılmasına, bozulmasına, tahribine, yok olmasına veya her ne suretle olursa olsun zarara uğramalarına kasten sebebiyet verenler iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılır.
b) SİT alanlarında geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartlarına, koruma amaçlı imar plânlarına ve koruma bölge kurullarınca belirlenen koruma alanlarında öngörülen şartlara aykırı izinsiz inşa ve fiziki müdahale yapanlar veya yaptıranlar, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılır.(Gülümhan Gülten / Vatan)