Bugüne kadar kamu ve özel olmak üzere, toplam büyüklüğü 12 milyar dolara yakın toplam 123 adet kira sertifikası ihraç edildi.
Sukuk(kira sertifikası) piyasası 44 milyar liraya geçti. Son yıllarda gelişme gösteren faizsiz sermaye piyasası ürünleri, başta Hazine ve katılım bankaları tarafından ihraç edilen kira sertifikaları, katılım endeksi altında toplanan hisse senetleri, katılım-kira sertifikası ve altın fonlarından oluşuyor.
Önümüzdeki günlerde bunlara bir de gayrimenkul yatırım fonları ile girişim sermayesi fonları eklenecek.
Özellikle katılım bankacılığın büyümesiyle birlikte kira sertifikaları da fon temini açışından dikkat çekiyor. Her geçen yıl da sukuk ihracı artıyor. 44.4 milyar liralık kira sertifikasının yüzde 63'ü Hazine tarafından ihraç edilirken, yüzde 37'si de bankalar ve özel şirketler tarafından piyasaya sunuldu.
Geçen sene Hazine, toplam büyüklüğü 9.2 milyar lira olan 1 uluslar arası 5 de yerel sukuk ihracı yaptı. Yine geçen sene Hazine, ilk defa enflasyona dayalı kira sertifikası ihraç etti.
Hangisinin getirisi yüksek?
Kuveyt Türk Genel Müdürü Ufuk Uyan, katılım bankacılığının avantajları öğrenildikçe, faizsiz finans araçlarına olan talebin de yükseldiğini söyledi. Uyan faizsiz yatırım araçlarının getirilerine değinerek, katılım 50 endeksinin yaklaşık yüzde 36 kazandırırken, BİST-100'ün yüzde 40 kazandırdığını belirterek şunları söyledi: “Temmuz 2017itibariyle kamu kira sertifikaları yüzde 11,5 getiri sağlarken kira sertifikaların yılık getirisi yüzde 12,5-13 arasında oldu. Yatırım fonlarının kendi sınıfları, yani ağırlıklı olarak yatırım yaptıkları menkul kıymetler itibarıyla karşılaştırılması gerekir. SPK'nın faizsiz finans kriterlerine uygun olarak tanımlandığı fon türü, katılma fonudur. Ancak katılma fonu altına, hisse senedine veya sadece kira sertifikasına dayalı kurulabildiği için farklı getiriler söz konusu. Örneğin altına dayalı fonlar son bir yıl için yüzde 10 getiri sağlarken dövize dayalı yabancı kira sertifikaları ise yüzde 25-30 getiri performansını yakaladı. Kira sertifikaları fonları ise son bir yıl için ortalama yüzde 7-10 arası kazandırmıştır.”
Altyapıda eksiklik var
Ufuk Uyan, yatırımcılar artık risk almak yerine daha güvenli ve yüksek getiriye sahip yatırım araçlarını tercih ettiklerini vurgulayarak, kira sertifikaları ve buna dayalı yatırım fonlarının getirilerini katılma hesaplarından daha yüksek olduğu için yatırımcılara iyi bir alternatif sunduğunu kaydetti.
Faizsiz sermaye piyasasını büyütmek için yapılması gerekenlere de değinen Uyan, öncelikle ürün çeşitliliğin arttırılması gerektiğini söyledi. Uyan sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Türkiye'deki sermaye piyasası alt yapısının bazı noktaları mevcut katılım bankacılığına çok elverişli değil. Özellikle borsanın zaman zaman istikrarlı bir getiri sağlayamaması, istikrarlı temettü dağıtan faizsiz finans prensiplerine uygun hisse senedi sayısının az olması, yatırım fonlarının ağırlıklı olarak günlük getiriye dayanması bu alanın sadece katılım bankacılığı alanında değil konvansiyonel alanda bile yeterinde gelişmemesine neden oluyor. Bu sorunların çözümü için kamu-özel sektör iş birliğinin arttırılması gerekiyor.”
Oyun alanlarımız daralıyor
Kuveyt Türk Genel Müdürü Ufuk Uyan, faizsiz emeklilik fonlarının fon pazardaki payının yüzde 6 gibi yüksek seviyelere ulaşırken, faizsiz yatırım fonları piyasasındaki payının yüzde 1'in altında kaldığını belirterek şunları söyledi: “Kira sertifikaları pazarın toplam borçlanma pazarı içindeki payının yüzde 2'nin altında olduğunu belirtebiliriz. Hem işlem hacmi hem de hisse büyüklükleri noktasında bankalar borsada baskın durumdalar. 2017 yılı itibariyle BİST'in günlük ortalama 4.5 milyar liralık işlem hacminin yaklaşık yüzde 25'ini bankalar gerçekleştirdi. Bu hacim, piyasa değerinin yaklaşık yüzde 30'unu oluşturmakta. Piyasada işlem gören 413 hisse senedinden faizsiz kriterlere uyanların sayısı 120'nin altına düştüğü dikkate alındığından katılım bankaları için oyun alanı iyice daralmakta. Ayrıca uygun olan bu hisse senetlerinin piyasa değerleri toplam piyasa değerlerinin yüzde 15-20'sini oluşturduğu dikkate alındığında katılım bankaları için bu alanın çok sığ kaldığı açıkça görülmekte.”