Sultan II. Selim’in eşi ve III. Murat’ın annesi olan Nurbanu Sultan tarafından 1574-1583 yılları arasında Türk mimari tarihini en önemli ismi olan Mimar Sinan’a “hamam” olarak yaptırılan eser, 1917’de kapatılmış ve ne yazık ki içindeki mermerler bu tarihten sonra oldukça zarar görmüştü.
Uzun müddet atıl durumda kalan tarihi eser 1962 yılında yapılan restorasyonla birlikte çarşıya dönüştürüldü ve Mimar Sinan Çarşısı adını aldı. Geçmişte Üsküdar’ın en büyük çarşı hamamı olarak hizmet veren yapının son sahibi zaman içinde dokusu bozulan bölümleri tekrar restore ettirerek çarşının bugün var olan en son haline kavuşmasını sağladı.
Tarihi hamam, İstanbul’daki meşhur yol ve meydan genişletmeleri olarak bilinen ve Fransız Mimar Henry Prost tarafından planlanarak gerçekleştirilen ve Menderes yıkımları olarak tarihe geçen dönemden de nasibini almıştır. Bu projeler çerçevesinde ellili yılarda hamamın neredeyse yarısı yıkılarak yola katılmıştır. Yok olmaya yüz tutan hamam 1962’de ise Gümülcine asıllı bir tüccarın gayretleri ile yeniden ihya edilmiş ve restore edilerek çarşı yapılmıştır.
Üsküdar’da Atik Valide Sultan imaret, Mihrimah Sultan imareti, Valide Sultan Hamamı, Siyavuş Paşa sarayı, Rüstem Paşa sarayı gibi ve bunlardan daha fazla eser kazandıran Mimar Sinan’ın bu eseri, yeni açılan Üsküdar Meydan projesinin nerede ise ortasında kalmakta. Yerli ve yabancı turistlerin de ulaşımı açısından oldukça yakın bir durumda olması sebebiyle İnsanlık mirası olarak da önem taşıyor.
Son dönemde ise Vakıflar genel müdürlüğü tarafından restore edilen Mimar Sinan’ın eseri Mimar Sinan Hamamı, sahaflar çarşısı olarak uzun yıllar Üsküdar ve İstanbullulara hizmet edecek.