Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’nden (TKGM) gayrimenkul alımı yapacak vatandaşlara dolandırılmamaları hususunda uyarı geldi.
Hürriyet Gazetesi editörü Aysel Alp’e açıklamalarda bulunan Tapu Kadastro Genel Müdürü Zeki Adlı, tarım arazilerinde mantar gibi kaçak yapıların türediğine dikkat çekerek bazı uyanıkların tarım arazilerini arsa gibi vatandaşları kandırarak sattığını söyledi. Noterde yapılan satış sözleşmeleriyle ilgili de uyarılarda bulunan Adlı, noterdeki sözleşmelerin geçerli olmadığını, satışların tapu müdürlüklerinde olması gerektiğini belirtti.
Konut alım satımında son bir aydır büyük artış görüldüğünü, pandemi sonrasında metropollerin etrafında bahçe, villa yapmak üzere arsa alım satımlarının arttığını, tarım arazilerinde mantar gibi kaçak evler türediğini belirten Adlı, bazı uyanıkların tarım arazilerini arsa gibi satarak vatandaşı kandırdığını söyledi. Tapu müdürlükleri dışında hiç bir şekilde gayrimenkul alım-satımı yapılamadığını anımsatan Adlı, “Biz tıpkı nikah memurları gibiyiz. Nasıl evlenmek için nikah memurunun huzurunda imza atılması gerekiyorsa gayrimenkul alım satımında tapu memurunun huzurunda imza gerekir. Noterden yapılan sözleşmeyle arsa alınıp satılmaz” dedi.
Tapu Kadastro Genel Müdürü açıklamalarının devamında şunları söyledi:
“Gelişmiş ülkelerin aksine Türkiye’de gayrimenkul bir rant aracı olarak görülüyor. Bugün 100’e aldığın arsanın değeri 3-5 ay sonra 200’e; 1 milyona aldığın ev 2-3 milyona çıkabiliyor. Böyle rant aracı olunca talep de çok oluyor. Küçük tasarrufu olan bile toprağa, eve yatırıyor, nasıl olsa zarar etmem, diyor. Tüm bunlar tapunun iş yoğunluğunu artırıyor. Pandemi öncesi yıllık 10-12 milyon olan işlem hacmimiz geçen yıl 15 milyona çıktı; özellikle müstakil yerlere kaçış talebi bizim işimizi artırdı. Bu yıl da özellikle son bir aydır gayrimenkul alım satımında bariz artış var. Tabii tapuda sadece alım satım yapılmıyor; ipotekler, hacizler, intikaller de oluyor. Yapılan işlemlerin önceki yıllarda yüzde 30 civarını hacizler oluştururken, 2021’de yüzde 40’ını oluşturdu. Senede 25-30 milyon insanın bize işe düşüyor. Kaliteli hizmet sunabilmek için teknolojiyi yoğun şekilde kullanıyoruz. Randevularımızın yüzde 90’ı web tapu üzerinden, yüzde 10’u Alo 181 hattı üzerinden veriliyor. Vatandaştan manuel bir şey istemeden, e-devlet üzerinden web tapuya girerek tek bir kimlik numarasıyla başvurusunu alıyor, tüm işlemler bittikten sonra da imzaya tapuya çağırıyoruz. Tüm bilgilendirmeleri de cep telefonuna kısa mesaj olarak gönderiyoruz. Bu nedenle tapu sahtekarlıklarının önlenmesi adına vatandaşlarımızdan tapudaki telefon numaralarını güncel tutmalarını istiyoruz.
Pandemi sonrasında İstanbul Ankara gibi metropellerimizin etrafındaki tarım arazileri Gölbaşı, Haymana, Bala, Şile, Kocaeli, Trakya gibi yerlerde illegal satışlar oldu. Batı iller başta olmak üzere her yerde tarım arazileri 300-500, bin metrekareye bölünerek, noterlerde yapılan sözleşmelerle vatandaşlara sözde satıldı, tarım arazileri ciddi şekilde yok oluyor. Bu satışlar sözde, diyorum çünkü tıpkı nikahın belediye memuru huzurunda kıyılması gibi gayrimenkul alım satımı da sadece tapu müdürlüklerinde, tapu memurunun huzurunda yapılabilir. Ama tarım arazisinde inşaat yasak hatta tarım arazilerinin hisseli satışı da yasak olmasına rağmen bazı uyanıklar tarla için bir tarım kooperatifi kuruyor; ticari işletme, çiftlik, diyerek ruhsat alıp elektrik su bağlatıyor. Resmiyette zirai işletmeyi gayri resmi şekilde bölüp insanlara satıyor. Bu şekilde tarım arazileri üzerinde mantar gibi yapılar türedi, hepsinin yıkılması an meselesi. Çünkü imarları yok. İşlemler de tapuda değil noterde yapıyorlar. Çünkü tapu verebilmem için benim Tarım Bakanlığı’ndan onay almam gerekiyor. O onay gelmeyeceği için noterde sözleşmeyle sözde satış yapılıyorsa da o işlemlerin hiç bir geçerliliği yok. Tarım arazilerine ilişkin bu satışlar yasal değil. Tarım arazileri bu şekilde konut yapılmak üzere kimseye satılamaz, tapu verilemez. Yüzde 90’ı ruhsatsız çünkü konuta açık olmayan Tarım Arazisi buralar. Bilinmeli ki imar olmadığı sürece yıkılmaları an meselesi.
Vatandaş alım satımı tapuda yapacak. Zaten aldığı yer tarım arazisi ise orada görecek, imarlıysa da görecek. İkincisi aldığı yere inşaat yapmadan önce belediyeye gidip ruhsat isteyecek. Aksi halde yapacağı şey kaçak olacak. Alacağı arsanın ada parselini öğrenip, herkese açık olan tapu parsel sorgulama sistemine girip bakacak. Aracına binip, sistemdeki navigasyonla alacağı yere gidecek. Bunları yapamıyorsa da teknik birinden yardım isteyip ondan sonra alacak.”
Parasını cebine koyan her yabancı, hiç sorgulanmaksızın Türkiye’den konut, arsa, tarla alabiliyor mu?’
“Tabii ki alamıyor, öncelikle alabilmesi için Cumhurbaşkanlığı kararnamesinde yasaklı olmayan ülkeler listesinde yer almak gerekiyor. Örneğin Suriyeli gerçek kişiler, Türkiye’de gayrimenkul alamıyor. Çünkü yasak ülke listesindeler. Suriyeliler tüzel kişi olarak yani şirket olarak Türkiye’de yatırım yaparlarsa gayrimenkul edinebilirler ama bunun için de öncelikle bulundukları ilin valiliğine başvuruyorlar, gerekli incelemeler yapıldıktan sonra uygun görülürse satışa izin veriliyor. Bir yabancı konut, arsa almadan önce uyruğuna bakılıp uygun listede olup olmadığı kontrol ediliyor. Almak istenen yerin devletin birtakım kıstaslarına uygun olup olmadığına bakılarak karar veriliyor. Bir de mülkiyete dair kıstaslar da var, örneğin bir ilçede şahsi mülkiyete konu arazinin yüzde 10’undan fazlası yabancıya satılamaz, bir gerçek kişiye satılan alan 300 dönümü geçemez.”
Tapudaki sahtecilik konusunda önemli adımlar atıldı..
“Sahte kimlikle hatta dublör kullanarak arsa, konut alım satımı yapmaya çalışanlar olsa da bunlar tapu memurlarının dikkati sayesinde önleniyor, kendilerine teşekkür ediyorum. Tapuda 3 temel sahtekarlık olabiliyor. Birincisi sahte kimlikle noterlerden sahte vekalet çıkarılıp bize geliniyor. Bunu önlemenin en iyi yolu vatandaşın tapudaki telefonlarını güncellemeleri. Çünkü biz her adımda mesaj gönderiyoruz. Yeni kimliklerin bile sahtesi olabiliyor. Şimdi bu sahte kimlikle satışı önlemek üzere tapuda parmak iziyle kimlik doğrulama sistemine geçiyoruz. Pilot uygulamayı tamamladık, Türkiye geneli için ihale aşamasına geldik. Böylece alım satımlarda kimlik ile parmak izini Nüfus Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü sisteminden anlık olarak doğrulatacağız ki o parmak o kimlikle örtüşüyor mu? Böylece dublörlü satışlar son bulacak. Geçen yıl 70-80 sahtecilik teşebbüsü oldu. Genelde Emniyetle irtibata geçip suçüstü yapıyoruz”
“Türkiye Tapu” projesi üzerinde çalışmalar devam ediyor
“Kişiye ve mekana bağlı olmaksızın bir tapu işlemi Türkiye’nin her yerinden yapılabilecek. Örneğin İstanbul, Ankara tapu müdürlüklerinde yoğunluk varsa Hakkari boşsa, sistem işlemleri oradaki memura havale edecek. Böylece İstanbul’da 3-4 gün sürecek bir iş iki günde tamamlanabilecek. Bunun için tüm tapu müdürlüklerinde dijital arşive geçişi tamamladığımızda tüm Türkiye tek bir tapu dairesi gibi işlem yapılabilecek.”
Kaynak: Aysel Alp – Hürriyet