Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), ekonomi çevreleri ve sektör tarafından ilgiyle takip edilen Ekim 2020 İnşaat Sektörü Analizi Raporu’nu yayınladı. “Küresel Ekonomide ‘Kas Kaybı’ Artıyor; Yeni Normal Ne Olacak?” başlıklı analizde, küresel ve ulusal ekonomi ile inşaat sektörüne ilişkin veriler kapsamlı biçimde değerlendirildi.
Yasal çerçeve ve uygulama adımlarıyla sektörün yurtiçinde yapılanmasının tamamlanması ve sürdürülebilirliğin sağlanması ihtiyacının sürdüğüne dikkat çekilen raporda, iki güncel konunun önemine dikkat çekildi. Pazarlık usulüyle yapılan ihalelerin azaltılması gerektiğine işaret edilen raporda, “Kamu İhale Kurumu’nun Kamu Alımları İzleme Raporu’na göre; yılın ilk 6 ayında 4734 Sayılı Kanun kapsamında yapılan ihalelere ait sözleşme bedeli toplamı 67,7 milyar TL olmuştur. Bu bedel kapsamında pazarlık usulü ile yapılan alım tutarı 13,9 milyar TL’dir. Salgın koşullarında gerileyen kamu alımlarında pazarlık usulüyle yapılan ihalelerin aldığı pay halen yüksektir. Yılın ilk yarısında bu oran, tutara göre %20,6, miktar olarak %25,5’tir. Aynı dönemde kanunun 21/b maddesi kapsamında ihale edilen 465 adet yapım işinin sözleşme bedeli ise toplam 7,1 milyar TL (pazarlık usulü ile yapılan kamu alımlarının %51’i) olmuştur” denildi.
Salgın ortamında kolaylık sağlanması olumlu
Raporda dikkat çekilen bir diğer konu ise yapı müteahhitliği alanında sektöre düzen getirmek amacıyla TMB’nin de içinde yer aldığı çalışmalar çerçevesinde 3 Ekim 2020 tarihinde “Yapı Müteahhitlerinin Sınıflandırılması ve Kayıtlarının Tutulması Hakkında Yönetmelik”te yapılan değişiklik oldu. İş deneyimi, teknik ve mali yeterliklerine göre daha önce 9 gruba ayrılmış olan müteahhitler için sınıf sayısı yönetmelik değişikliğiyle 15’e çıktığına değinilen raporda, düzenlemeyle, çok sayıda küçük ve orta ölçekli firmanın da faaliyet gösterdiği sektöre salgın ortamında kolaylık sağlanmasının amaçlandığının değerlendirildiğine yer verildi. Bununla beraber, geçici yetki belgesi kapsamının genişletilmesi ve yeterlik kriterlerinin düşürülmesi gibi değişikliklerin geçmiş kötü deneyimler ile mağduriyetlerin tekrarına neden olabileceği endişesinin ortaya çıktığı belirtilen İnşaat Sektörü Analizi Raporu’nda şu değerlendirme yapıldı:
“Projelerin gerektirdiği teknik ve mali yeterliklere sahip olmayan müteahhitlerin iş üstlenmekte olduğu ve mevcut denetim mekanizmasında bazı eksikler bulunduğu izlenirken, bu çerçevede sektörde etkin bir yeterlik sınıflandırmasına ihtiyaç olduğu ortadadır. TMB, bu görüşü ilgili tüm platformlarda dile getirdiği gibi söz konusu mevzuat değişikliği ile ilgili çalışmalar sırasında da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na iletmiştir.”
Sektörde maliyetler artıyor
Raporda finansal gelişmeler ile ilgili de değerlendirmelerde bulunuldu. Türkiye’de piyasa faiz oranlarının yükselme eğiliminde olduğuna işaret edilen raporda, iç ve dış piyasalardaki gelişmeler paralelinde dalgalı bir seyir izleyen döviz kurunun da sektörde fonlama maliyetlerini arttırma riskine dikkat çekildi. Raporda, salgına oldukça kırılgan koşullarda ve tam da yurtiçinde yaşadığı daralma sürecinde yakalanan inşaat sektörünün, ödeneklerin yetersizliğine gittikçe kötüleşen maliyet artışları ve döviz kurundaki yükselişin eklenmesiyle oldukça zor bir dönemden geçtiği belirtildi. Sektör temsilcilerinin inşaat malzemelerinde son iki yıldır yaşanan büyük fiyat artışlarına işaret ettiği belirtilen raporda, şu ifadelere yer verildi:
“Temmuz ayı itibarıyla bakıldığında, TÜİK İnşaat Maliyet Endeksi yıllık olarak 2018’de %27, 2019’da %18,4 ve 2020’de %9,2 yükseliş sergilemiştir. Bu çerçevede, son dönemde ekonomi yönetiminden fiyat farkı uygulaması talep eden sektörde Nisan ayında çıkarılan Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile salgının neden olduğu yüklerin projelerde süre uzatımı ve fesih imkânı ile hafifletilmesi için önemli bir adım atılmıştır. Ancak geçen zaman zarfında, süre uzatımı talepleri genelinde benimsenen olumlu yaklaşımın fesih taleplerinde söz konusu olmadığı izlenmiştir. Ödeneklerdeki sıkıntılar ve maliyet artışları çerçevesinde fesih uygulamasına duyulan ihtiyaç artmıştır. Sözleşme feshi gerçekleştirmek isteyen firmalara şarta tabii olmaksızın ve zaman kaybetmeksizin bu hakkı kullanabilmesi halinde sektördeki mevcut sorunlarla artan kayıpların bir miktar sınırlandırılabileceği değerlendirilmektedir.”
Türkiye Müteahhitler Birliği’nin 2020 yılının ilk 9 ayını değerlendirdiği raporda genel ekonomi ve sektöre ilişkin özetle şu tespitlere yer verildi:
YURTDIŞI MÜTEAHHİTLİKTE DÜNYA İKİNCİLİĞİ KORUNUYOR
Koronavirüs salgını küresel inşaat pazarında olduğu gibi Türkiye’nin yurtdışı müteahhitlik hizmetlerini de oldukça olumsuz yönde etkilemektedir. Bununla birlikte, pazarın daralmaya başladığı 2019 yılındaki faaliyetleri ile Türk müteahhitlerinin küresel pazardaki yerini koruduğu açıklanmıştır. Uluslararası inşaat sektörü dergisi ENR’ın (Engineering News Record), her yıl tüm dünyada ekonomi çevreleri tarafından ilgiyle takip edilen, müteahhitlerin bir önceki yılda ülkeleri dışındaki faaliyetlerinden elde ettikleri gelirleri esas alarak yayımladığı “Dünyanın En Büyük 250 Uluslararası Müteahhidi Listesi”nin 2020 yılı sonuçlarına göre; Türk müteahhitleri, uluslararası inşaat pazarında geçen yıl yaşanan %2,9’luk daralmaya rağmen, listede yine 44 firma ile Çin’in ardından ikinciliği korumayı başarmıştır. Türk firmaları 21,6 milyar ABD Doları tutarında gelir ile küresel pazardaki %4,6’lık payını da muhafaza etmiştir.
RUSYA DA DİKKATE ALINARAK AVRUPA’DA TÜRKLER, ÇİNLİ FİRMALARIN ÖNÜNDE
Bölgesel olarak bakıldığında; Türk firmalarının faaliyetleri 2019 yılında ağırlıklı olarak Orta Doğu (9 milyar ABD Doları) ve lider pazar Rusya dâhil Avrupa (8,2 milyar ABD Doları) bölgelerinde yoğunlaştığı görülmektedir. Sektörün, Avrupa inşaat firmalarının ağırlıkta olduğu Avrupa pazarında özellikle Batı ülkelerinde payını artırdığı ve Çin ile Kore firmalarının önünde yer aldığı izlenmektedir.
SAHRA ALTI, GÜNEY AMERİKA VE ASYA YAKINDAN TAKİP EDİLİYOR
Salgının küresel etkileri, sektörün yılbaşında açıkladığı 20 milyar ABD Doları tutarındaki yıllık yeni proje hedefine ulaşmayı zorlaştırırken yeni açılımlar için çalışılmaktadır. Normalleşme süreci ile birlikte ülkelerin gündeminde yer alacak kalkınma hamleleri ve altyapı ihtiyaçlarında, sektörün oldukça riskli bölgelerde hem de uygun maliyetle ve kaliteli iş yapıyor olmasının avantaj olabileceği değerlendirilmektedir. Bu çerçevede proaktif yaklaşımlar ortaya koymak büyük önem taşımakta; Endonezya, ABD, Kanada ve Güney Amerika ile Sahra altı Afrika ülkelerindeki fırsatlar yakından takip edilmektedir.
LİBYA’DA ÖNEMLİ BİR AŞAMAYA GELİNDİ
Sektörün ilk ve halen en büyük üçüncü pazarı olan Libya’da 2011 yılında başlayan iç karışıklıklar sonucunda, ülkede faaliyet gösteren çok sayıda Türk inşaat firmasının karşılaştığı sorunların çözümü konusunda önemli bir aşamaya gelinmiştir. T.C. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ile Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti Planlama Bakanı Tahir El – Cuheymi arasında imzalanan Mutabakat Zaptı, çerçevesinde firmalar ile Libya işveren idareleri arasında hak ve yükümlülüklerin yerine getirilmesi suretiyle anlaşmaya varılması için bir takvim belirlenmiştir. Belgenin yürürlüğe girmesini müteakip firmaların idarelerle 90 gün içerisinde bir mutabakata varmaları, 180 gün içerisinde de kesin hesabın çıkarılması beklenmektedir. Söz konusu mutabakat zaptının iç onay süreci iki ülkede de tamamlanmış ve zaptın yürürlüğe giriş tarihi 24 Eylül 2020 olarak tespit edilmiştir.
KÖRFEZDE 3 MİLYAR DOLARLIK KAYIP
1 Ekim 2020 tarihinden itibaren Türkiye’den ithalatı fiilen durdurma kararı aldığı ifade edilen Suudi Arabistan’da Türk müteahhitlik hizmetlerine dönük olumsuzluklar da mevcut sorunları artırmaktadır. Yurtdışı müteahhitlik hizmetleri açısından önemli bir pazar olan Suudi Arabistan ile birlikte Birleşik Arap Emirlikleri’nde karşılaşılan engellerle sektörün bölgede yılda yaklaşık 3 milyar ABD Doları’nı aşan kayıp yaşandığı bilinmektedir.
EXİMBANK ÜRÜNLERİNİN ÇEŞİTLENDİRİLMESİ İHTİYACI ARTTI
Sektörün yurtdışındaki birincil ihtiyacı olan finansman temininin önemi artmış; bu doğultuda Eximbank kredi maliyetlerinin düşürülmesi, talep edilen banka teminatlarının azaltılması, inşaat sektörüne yönelik ürünlerin çeşitlendirilmesi ihtiyacı artmıştır. Eximbank’ın sektöre teminat mektubu vermeye başlaması bu açıdan önem taşımaktadır.
SEKTÖR GENEL İSTİHDAM RAKAMLARINI DOĞRUDAN ETKİLİYOR
Bağlı sektörlere dolaylı etkileriyle son yıllarda GSYH içindeki payı %30’lara ulaşan inşaat sektöründe yaşanmakta olan küçülme sürecinin, başta işsizlik olmak üzere ekonominin geneline ciddi yansımaları olduğu görülmektedir. Ekonomistler 2018 yılı yazında döviz kurunda yaşanan kriz ile ekonomide 2008 – 2009 Küresel Finans Krizi’ne kıyasla daha sınırlı daralma yaşanırken istihdam kaybının daha şiddetli olduğunu, bu gelişmede inşaat sektörünün kriz öncesinde istihdama yönelik geniş katkısının etkili olduğunu belirtmektedir.
İNŞAAT İHALELERİNDE GERİLEME HIZLANDI
Salgının ülkemizde görülmesiyle birlikte, altyapı başta olmak üzere inşaat ihalelerinde gerileme hızlanmış, yatırımlar durma noktasına gelmiştir. TÜİK’in yılın ikinci çeyrek dönem GSYH verileri de inşaat ve makine – teçhizat yatırımlarını içeren toplam gayrisafi abit sermaye yatırımlarında %6,1 oranında daralma yaşandığını göstermektedir.
FİNANSMAN SORUNLARINDA KISITLI İYİLEŞME
Sektöre ilişkin mevcut faaliyet ve geleceğe yönelik beklenti ile güveni gösteren endeksler, karmaşık bir görünüm ortaya koymaya devam etmektedir. TÜİK’in İnşaat Sektörü Güven Endeksi, Nisan’da 77,2 seviyesinden 44,7 düzeyine gerilemiş, Mayıs ayında artışa geçerek 58,5 olmuştur. Haziran ayında ise yükselişini hızlandırıp 78,0 ardından Temmuz’da 87,0 değerini alan endeks Ağustos’ta 85,0 ve Eylül’de 83,3 düzeyine gerilemiştir. Benzer biçimde, inşaat sektöründe alınan kayıtlı siparişlerin mevcut düzeyi %0,1 azalarak 69,9, gelecek üç aylık dönemde toplam çalışan sayısı beklentisi de %3,3 azalarak 96,6 değerini almıştır. Faaliyetleri kısıtlayan temel faktörlerden “finansman sorunları” %40,1’den %39,3’e inerken, “talep yetersizliği” %31,5’den %32,8’e çıkmıştır.