İstanbul’da 7 kasım perşembe günü gerçekleştirilen 6. Ulusal Her Yönüyle Kentsel Dönüşüm Kongresi’nin sponsoru olan İmpo İmar Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Oflaz, ‘Gelecek nesiller için yapacak çok işimiz var’ ana temalı panelde Türkiye’deki kentsel dönüşüm çalışmalarını özetledi. Türkiye’de ilk olarak 1984 yılındaki 2981 sayılı imar affına ilişkin kanunla gündeme gelen kentsel dönüşümün halen riskli bina, riskli alan ve rezerv alanı üzerinden gerçekleştirildiğini söyledi.
Ülke genelinde 53 ilde 240 bölgenin riskli alan ilan edildiğini belirten Hüseyin Oflaz, bu kapsamda halen 600 bin binanın riskli yapı statüsünde olduğunu, 6.7 milyon bağımsız binanın da kentsel dönüşüme girerek mutlaka yenilenmesi gerektiğini açıkladı.
Kentsel Dönüşümde Tarihi Süreç
Konuşmasına kentsel dönüşümde bugüne kadar gelinen noktayı özetleyerek başlayan yüksek kent plancısı Hüseyin Oflaz, 1950’li yıllarda sanayileşme ile birlikte kentlere yoğun göç ve kontrolsüz büyüme sürecine girildiğini, bu büyümeye karşılık verecek planlı alan ve konut sayısının yetersiz kaldığını belirtti. Bu nedenle gecekondulaşma ve kaçak yapıların doğduğunu anlatan Oflaz, 1980’li yıllarda kentleşme hızı ve göç azalırken, kent merkezleri ve gecekondu bölgelerinde dönüşümün gündeme geldiğini hatırlattı.
Hüseyin Oflaz sözlerini şöyle sürdürdü:
“İlk olarak 1984 yılında gecekondu dönüşüm sürecine girdik. Bu alanlarda fiziki dönüşüm sağlandı. Ama ekonomik, sosyal, çevresel olarak çözülmesi gereken sorunlar oluştu. 2004-2005 yıllarında Ankara’da ilk parçacıl kentsel dönüşümün önü açıldı. Günümüze kadar da bir çok yasal mevzuat çıkarıldı.”
Kentsel Dönüşümün Sorunları: “Kent Kimliğine Dikkat Edilmiyor”
Yasal mevzuatlara rağmen dönüşüm sürecisinin sıkıntılı gerçekleştiğini anlatan Hüseyin Oflaz, kentsel dönüşümün sadece binaların yıkılıp yeniden yapılması olarak algılandığını, imar planlarının da kentsel dönüşüm aracı olarak kullanıldığını söyledi. Hüseyin Oflaz, “Kentin ve bölge halkının istek ve görüşlerine yeterince önem verilmiyor. Mevzuat karmaşası devam ediyor, imar mevzuatı ile kentsel dönüşüm yasaları birbirini desteklemiyor. Parçacıl olarak gerçekleşen uygulamalar kente daha sonradan ekonomik, sosyal, altyapı olarak çok daha ağır yük getiriyor. Üst ölçekli planlar arasında uyum problemleri çıkıyor ve kent kimliğine dikkat edilmiyor” dedi.
Kentsel Dönüşümde Öneriler: “Ekonomik Sosyal Yaşam da Düşünülmeli”
İmpo İmar Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Oflaz, yaşanan sorunlara karşı önerilerini de 4 madde halinde özetledi:
“Kentsel dönüşüm kavramı bütüncül ve sürdürülebilir planlama anlayışı ile üst ölçekli planlardan başlayarak, bütüncül imar planı içinde stratejik kararları içinde barındıran bir plan yaklaşımı ile belirlenmelidir. Bütüncül plan yaklaşımı ada/parsel ölçeğinden ziyade şehrin tamamında yaşam standardının yükseltilmesi hedeflenmelidir. Bu şekilde riskli yapıların dönüşümü ile çevre-sosyal-altyapı-hava kalitesi-enerji verimliliği problemleri çözülebilir.
Kalkınma planları ile bölgesel kararlar veriliyor. Fakat bunların mekana yansıması için imar planları ile uyumunun sağlanması gerekir.
Kentsel dönüşüm uygulamaları yalnızca fiziki mekanı değil, ekonomik-sosyal yaşamı da kapsayacak şekilde çözülmelidir.
Kentsel dönüşüm uygulamaları bölgede yaşayanları ile birlikte kararlaştırılmalı, planlanmalı ve yönetilmelidir…”