Bir deprem ülkesi olan Türkiye’de can ve mal güvenliğini korumanın yolu depreme hazır olmaktan geçiyor. Bunun için de güvenli binalarda oturmak birinci şart.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bununla ilgili olarak her yıl 300 konutun dönüştürülmesi hedefini koydu. Bu dönüşümün en az yüzde 10-15’i de Bakanlık ve Toplu Konut İdaresi eliyle yapılacak.
Kentsel dönüşüm eylem planı çerçevesinde bina stoklarını yenilemek öncelikli hedefler arasında ve neredeyse zorunlu hale gelmiş durumda.
Türkiye genelinde bugüne kadar 1 milyon 330 bin konut yeniden yapıldı, yaklaşık 5 milyon vatandaşımızın can ve mal güvenliği korundu. Bundan sonraki hedefler arasında can ve mal güvenliğinin sağlandığı kişi sayısını 35 milyona çıkarmak bulunuyor.
Kentsel dönüşüm için yapılacak ilk şey binanın riskli olup olmadığını tespit etmek. Riskli yapıların ortak özelliklerinden biri 17 ağustos 1999 tarihinde yaşanan Marmara depreminden önce yapılmış olması. Kalitesiz veya yetersiz demirle deniz kumu kullanımı bu binalarda sık görülüyor. Bina karot örneklerinde beton kalitesinin C10’un altında olması da risk sebebi. Kolon ve kirişlerde gözle görülen çatlak bulunması, bodrum katlarda demir korozyonu olması binanın sorunlu ve riskli olduğunun bir başka göstergesi.
Kentsel dönüşüm sürecini işletmek için deprem dayanıklılık veya risk tespit raporu almak gerekiyor. Ardından binanın yeterli görülürse güçlendirme, yüksek riskli bulunursa yıkım sürecine geçiliyor. Binanın yıkılarak dönüştürülmesi halinde vatandaşlar için devlet teşvikleri de söz konusu.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yetkilendirdiği firmalardan risk raporu alan binaların yenilenmesi için kira yardımı veya kentsel dönüşüm kredisi sağlanıyor. Ayrıca burada evi dönüşüme giren vatandaşlar noterde sözleşme harcı muafiyeti ve tapu harcı muafiyeti gibi avantajlar sağlanıyor.
Kaynak: TRT