Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) kurulan ve devre mülk ve devre tatil sektöründe yaşanan mağduriyetleri araştıran komisyonu, Türkiye’de 700 bin devre mülk mağduru olduğunu ve bundan aileleriyle birlikte 2 milyon kişinin etkilendiğini açıkladı.
Sözcü’de Deniz Ayhan tarafından hazırlanılarak yayınlanan habere göre komisyon tarafından yapılan açıklamada, maketten satış yapıp kaçan ya da inşaatı yarım bırakan, bin adet devre mülkü 50 bin kişiye satan ve yıllık aidat da toplayan şirketlerin milyonlarca liralık vurgun yaptığı vurgulandı.
Komisyonda konuşan Avukat Burak Çoğalan, sorunun giderilmesi için Reklam Kanunu’nda değişiklik yapılması gerektiğini vurgulayarak, “Devre mülklerin inşaatı bitmeden veya maket üzerinden satışını engellenmeli” dedi.
Satıcı şirket tarafından teminat ve benzeri tedbirler alınarak devre mülk alıcılarının korunması gerektiğini belirten Çoğalan, “Maketten satış yapıp kaçan veya dolaylı yoldan iflas veya iflas erteleme davaları açan şirket yetkilileri dolandırıcılık suçu kapsamına alınmalıdır” diye konuştu.
Termal Mağdurları Platformu adına komisyona bilgi veren kimya mühendisi Süleyman Polat, “Yasal olarak geçersiz sözleşmelerle mükerrer satışlar yapılıyor. Ortada arsa yok, insanlar geçersiz sözleşmelerle kandırılıyor. Boş araziler, maket üzerinden satılıyor. Bir tane örnek var. Ucuza alıyorsun, bittiği vakit, ‘2’ye aldın 10’a satacaksın’ deniliyor. Mağdurlardan bir de olmayan devre mülk için aidat toplanıyor” dedi.
Direksiyon öğretmeni olan mağdur Büşra Doğan ise komisyonda sahte devre mülk alımında yaşadığı süreci şu sözlerle anlattı:
“2016’da topraktan devre mülk aldım, 30 ay sonra teslim dediler ama bir çivi bile çakılmadı. İnsanlara lüks salonlarda, hayali maketler, slayt gösterileri, kurgulanmış pazarlama yöntemleriyle, ömür boyu tatili yapma hayali oluşturup, geçersiz sözleşmeler ve senetler imzalatılıyor. Zeytinlik ve tarım arazileri gösterilip, inşaata yakında başlanacağı vadediliyor. Teslim tarihinde ortada ne devre mülk ne de muhatap var. Dava açsanız da şirketlerin içi boşaltılmış, paralar geri alınamıyor. Genelde muhafazakâr, yaşlı, emekli, dul ve termal tatili tercih edenlerin ikramiye, tazminat ve dişinden tırnağından artırarak oluşturduğu birikimler, bu şirketlerin kirli emellerine alet ediliyor.”