Türkiye genelinde 2006 yılında konut sahibi olanların oranı nüfusun yüzde 60,9’unu oluştururken, bu oran geçen sürede yüzde 59,7’ye geriledi. Kiracı oranı ise yüzde 23,5’den yüzde 24,4’e çıktı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre konut sahiplik oranı artmıyor, hatta tam tersine düşüyor. Gelir ve Yaşam Koşulları verilerine göre 2006 yılında yüzde 60,9 olan konut sahiplik oranı, aradan geçen 10 yıla rağmen yüzde 59,7’ye düştü. Aynı dönemde kurumsal nüfus 67 milyon 631 binden 77 milyon 110 bine çıktı.
Türkiye’de ortalama hane halkı sayısının 3,2 olduğu verisinden hareketle 9 milyon 479 bin nüfus artışına düşen konut sayısı 2 milyon 962 bin olarak görülüyor. Sadece Ocak 2013-Nisan 2018 arasında ilk satış olarak 2 milyon 121 bin adetlik konut satıldı. Bu hesaba göre aylık “ilk konut” satışının da 33 bini geçti.
Konut artıyor, ev sahibi sayısı azalıyor
Buna rakamlara göre Türkiye’de artan nüfusun çok üzerinde konut üretilmesine rağmen konut sahiplik oranı düşüyor, kiracı sayısı da artıyor.
10 yıl önce yüzde 59,3 olan alt gelir grubu konut sahiplik oranı 2016 yılında yüzde 52,9’a indi. Aynı dönemde alt gelir grubunun kiracılık oranı yüzde 25,0’dewn yüzde 29,4’e yükseldi.
Üst gelir grubunda da konut sahiplik oranı az da olsa düşmesine rağmen kiracılık oranı da küçük artış gösterdi. Konut sahiplik oranı 10 yılda orta sınıfta arttı. Kiracılık oranı da yine orta sınıfta azaldı.
Türkiye’de 2013-2016 arasında 1 milyon 533 bin ilk konut satıldı. gerçekleşmiştir. Aynı dönemde ülkemizin kurumsal olmayan nüfusu da 2 milyon 653 bin kişi artış gösteriyor. Aile sayısının 3,2 olarak kabul edildiği ülkemizde 2 milyon 653 bin kişi 830 bin konut manasına geliyor.
Yani nüfus artışının tamamının konut ihtiyacı giderilmesi için 830 bin yeni konut yeterli olacaktı. Oysa son 3 yılda (2013-2016) yapılan yeni konut satışı 1 milyon 533 bin adet. Böylece ülkemizde konut sahiplik oranında çok ciddi artış olmalıydı. Ama 2013 yılında yüzde 60,7 olan ev sahiplik oranı yüzde 59,7’ye gerilerken, kiracılık oranı da yüzde 21,3’den yüzde 24,4’e yükseliş gösteriyor.
Bu tablo Türkiye’de artan konut üretiminin gerçek ihtiyaç sahiplerine gitmediğini, yeni bir rant alanı olarak orta-üst gelir gruplarında yoğunlaştığını ortaya koyuyor.
Kaynak: Karar