Yıkılacak olan sadece İstanbul olmayacaktır; Türkiye ekonomisi, güvenliği, sanayisi, eğitimi ile telafisi çok güç büyük bir yara alacak, 800 Milyar dolar gelir kaybedecek, 20 yıl telafi süresine ihtiyaç duyacaktır. Türkiye bu sorunlarla uğraşırken jeo-stratejik önemleri de (Güneydoğu, Kıbrıs vs.) elinden alınacaktır.
İstanbul Depremi Türkiye’nin ASIL BEKA meselesidir.
İstanbul’un sorunlarını ve dahi deprem riskini, Büyükşehir Yasası ile yönetilemeyecek kadar kompleks.
- İstanbul’a özel bir yönetim modeli kurmalıyız. İBB modeli, Valilik vs. ile mevcut sorunlara dahi çözüm geliştirmeyen modeli acilen terk edip, yerine Moskova ve pek çok megapolde uygulanan yönetim modeli oluşturmalı,
- İstanbul Megakent Yönetim İdaresi kurmalıyız. İstanbul Megakent Yönetim İdaresini; İstanbul ve etkileşim havzası (Gebze – Tekirdağ – Yalova) tüm icracı yetkilerle donatmalıyız.
- 1/100.000 lik planları hazır olan bir şehir aslında, yeter ki bunu tek elden icracı bir idare ve bütüncül bakılacak İstanbul Kent Mimarı modeli ile bütünleştirebilelim.
- İstanbul vergi gelirleri yirmi yıl süre ile “İstanbul Megakent Dönüşüm Fonu’na” aktarabiliriz.
- Türkiye Varlık Fonu tüm finansman imkanları ile İstanbul Megakent Dönüşüm Fonu’nu destekler, Varlık Fonu üzerinden İstanbul Tahvili çıkartarak tüm halkın katılımını sağlayabiliriz. (Teyyare Fonu kurup, o fakrü-zaruret yıllarında hava kuvvetleri kurmuş bir milletiz.)
- İmar Barışı kapsamında yapılan vatandaş beyanları ile ciddi bir veri ambarı mevcut, yerel yönetimlerdeki verilerle birleştirilerek, acil müdahale planları hazırlayabilir, kamulaştırmayı pay sertifikaları vererek çözebilir, bu taşınmazlar tahliye edip, riskin yarısını hemen, derhal bertaraf edebiliriz.
- Parsel bazlı kentsel dönüşümler sınırlandırır, ilçe belediyelerine yerel yetkili ofisler aracılığıyla ruhsat aşamasına kadar tüm süreçleri malik/müteahhit dengesinde hazırlayıp, uzlaşmazlıkları yine pay sertifikası zorunlu tutarak çözmelerini, sağlayabiliriz.
- Deprem riskini bahane edip, yeni şehirler kurulumu yoluna tevessül edip, İstanbul Kuzey Ormanları, geleceğimizi katledilmekten, kurtarabiliriz.
- Diğer yapılması gerekenleri zaten herkes biliyor. İstanbul Kent Kurultay’ını güncellesek sonuç bildirgesi zaten yol haritamız olur.
Ve bunların hiçbirini veya diğer doğru önerilerin de hiçbirini yapmayı başaramayacağız…
Kırmızı Pazartesi romanında olduğu gibi bu cinayet olacak ve biz Deliler Korosu gibi “gördük, söyledik, uyardık” serenadlarını yapıp, perdenin kapanışını bekleyeceğiz.
Henüz risklerimizi yönetebilecek medeniyet seviyesine ulaşamadığımız için; binlerce çocuğun vebalini taşımanın yüküyle o perde bir türlü kapanmayacak.
Yüksek Mimar Mehmet Murat Akıncı