Sazak, yaptığı yazılı açıklamada küresel sistemdeki belirsizliklerin devam ettiğini, risk sarkacının siyaset ile ekonomi arasında gidip geldiğini belirterek, "IMF'nin 8 Ekim tarihli 'Dünya Ekonomik Görünüm Raporu'nda küresel ekonominin büyüme beklentilerinin 2013 için yüzde 3,6'dan yüzde 2,9'a, 2014 için yüzde 4,1'den yüzde 3,6'ya indirilmiş olması bu 'git-gel' lerin bedelsiz olmadığına işaret etmektedir" ifadesini kullandı.
Gelişmekte olan ülkelerde ise rüzgarın ters yönde estiğini ve büyümenin hız kestiğini vurgulayan Sazak, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu bu ülkelerin dış tehditlere karşı koymaktaki başarılarının dünyada olup bitenleri doğru okumalarına ve ekonomilerinin zafiyetlerini yönetebilmelerine bağlı olacağını kaydetti.
Sazak, Türkiye ekonomisinin yılın ikinci çeyreğinde yüzde 4,4 ile beklentilerin üzerinde büyümesinin ve inşaat sektörünün ikinci çeyrekteki büyümesinin ise yüzde 7,6'ya ulaşmasının olumlu bir gelişme olarak yorumlanması gerektiğini dile getirerek, şu ifadelere yer verdi:
"Ancak ekonominin büyümesinde stok artışları ile iç tüketimdeki göreli canlanmanın etkili olması, işsizlik oranının büyümeye rağmen artması, özel sektör yatırımlarındaki azalmanın devam etmesi üzerinde durulması gereken konulardır. Zira sağlıklı büyüme finansal, sosyal ve çevresel boyutlarıyla sürdürülebilir olmalı, tüketim yerine yatırım artışından kaynaklanmalı, istihdam yaratabilmeli, dış kaynaklar yerine iç tasarruflarla finanse edilmeli ve dışa bağımlı olmamalıdır. "
Sazak, sanayi üretiminin artması, inşaat sektöründeki üretim artışının özel sektör kaynaklı olmasının, dış ticaretin büyümeye net katkısının negatiften pozitife dönmesinin de aynı derecede önemli olduğuna işaret ederek, gelecek dönemde hükümetin bu konulara önem vereceğine inandığını belirtti.
Dünya Gazetesi
