18 Kasım 2024 Pazartesi
Ana SayfaSektörden Haberler"Türkiye'ye yatırım olarak gelen para inşaat sektörüne gidiyor"

“Türkiye’ye yatırım olarak gelen para inşaat sektörüne gidiyor”

Habertürk köşe yazarlarından Cüneyt Başaran, bugünkü köşesinde OECD verileri ışığında inşaat sektörüne ilişkin yazı kaleme aldı. 

Habertürk köşe yazarlarından Cüneyt Başaran, bugünkü köşesinde OECD verileri ışığında inşaat sektörüne ilişkin yazı kaleme aldı.

İşte Başaran’ın, “OECD raporu üzerinden birkaç yorum” başlıklı yazısı;

OECD, Türkiye ekonomisiyle ilgili bir rapor açıkladı. Raporun ana hatlarında Türkiye ekonomisinin son 2 yıl bir çok olumsuzluğa rağmen çok hızlı büyüdüğü ve bu büyümenin de büyük oranda mali politikaların gevşek bırakılmasından kaynaklandığını ifade ediliyor. Sanırım buraya kadar bilmediğimiz bir şey yok.
OECD buradan sonrası için artık mutlaka ekonomin dengelenmesi gerektiği ifade edip büyümenin ihracat üzerine yoğunlaşarak gelmesi gerektiğini söylüyor. Zannediyorum ki bu açıklama da çok şaşırtıcı değil.
O zaman biraz detaya girelim…
Türkiye ekonomisi 2016’da toplam yüzde 3.7 büyürken iç pazarda büyüme yüzde 4.2 olmuş. 2017’de yüzde 7.4 büyümüşüz, iç pazar yine yüksek oranda yüzde 5.7 büyümüş. İç tüketim odaklı büyüme sonunda hane halkının tasarrufları azalmış ve büyümeyi finanse etmek için dış borç atmış. Dolayısıyla cari açığımız 2016’da yüzde 3.8 seviyesindeyken 2017’de yüzde 5.6’a çıkmış.
İç piyasada tüketimin en canlı olduğu yerler hane halkı harcamaları ve inşaat sektörü. Son 2 yıldır ortalama özel sektör tüketimi yüzde 10 ortalama ile artmış.
Diğer yandan inşaat sektörü uzun süredir Türkiye’de büyümeyi en fazla destekleyen sektör olarak öne çıkıyor. OECD ülkelerinde yatırım olarak ülkeye gelen paranın ortalama yüzde 10’u inşaat sektörüne giderken Türkiye’de bu oran yüzde 17.  Sektör bu anlamda Türkiye’ye gelen yatırım sermayesinin nerdeyse beşte birini alırken buna karşılık  istihdama ve büyüme rakamlarına ciddi katkı sağlamış.
Ancak….

ŞARTLAR DEĞİŞTİ

Artık şartlar değişti. Küresel ortamda büyük projeler için kaynak bulmak hem daha zor hem de daha maliyetli. Üstelik içeride de, konut sektörünün en hassas olduğu TL faizleri hızla yükseldi. Bu hafta açıklanan verilere göre ortalama mortgage faizleri yüzde 18.78’e yükselmiş durumda ki bu oran son 15 senenin en yüksek ipotekli kredi faizi.

O halde OECD’nin önerdiği ihracat odaklı bir büyüme modeline bir göz atalım.
Türkiye’nin ihracat yaptığı ilk 5 ülkeye baktığımızda Almanya, Irak, İngiltere, BAE ve ABD geliyor. En çok sattığımız 10 ürün içinde ise katma değerli ihracat sayabileceğimiz otomobil ve makine teçhizatını bir kenara koyacak olursak, tekstil, hazır giyim, demir çelik ve kimyevi maddeler ihracatında ülke olarak çok bir şey kazandığımızı söyleyemeyiz.
Aslında 160 milyar dolarlık ihracatımızın ortalama birim ihracat fiyatının 1.37 dolar/kg olduğunu düşünürsek ve bahsi geçen ihracatı dahi yapabilmek için ham madde ve enerji ithalatına bağımlı olduğumuzu da eklersek OECD’nin verdiği tavsiyenin kolay bir yol olmadığı ortaya çıkıyor.

Toparlamak gerekirse..
GSYH’nın yüzde 6’sına ulaşmış bir cari açık ve yüzde 50’sini aşmış bir döviz borcuyla Türkiye ekonomisinde artık reform yapmanın zamanı geldi geçiyor. Özellikle bu borcun yüzde 40’ının reel sektör üzerinde olduğu düşünüldüğünde ilk el atılması gereken yer neresi, o da belli. Hiçbir mazeret üretmeden, rakamları eğip bükmeden neyse ortaya çıkarıp üzerine çalışmamız lazım. Hem de hemen!

PROJE BİLGİ FORMU

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yapın

Lütfen yorumunuzu girin!
Lütfen isminizi girin

Son Haberler

YAZARLAR

Ayla Özer
365 YAZI