Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu’ndan (TÜRKONFED) yapılan yazılı açıklamada “Finansmana erişim yoksa üretim, yatırım, istihdam ve ihracat gücümüz durabilir” ifadesine yer verildi.
Türkiye’nin, büyümenin sürdürülebilirliği ve kalitesi için yüksek enflasyon-faiz-kur sarmalından bir an önce kurtulması gerektiği ve öngörülebilirliği sağlaması gerektiğine vurgu yapılan açıklamada, “İçinde bulunduğumuz bu sarmal, pandeminin yol açtığı küresel kriz ve yapısal sorunlarımızın da etkisiyle iç piyasadaki alışverişi ve dış ticareti durma noktasına getirdi” denildi.
Çatısı altında 30 federasyon ve 284 dernek üzerinden ile 50 bini aşkın şirketi temsil eden TÜRKONFED’in açıklamalarında şu hususlara dikkat çekildi:
“Sanayicilerimizin ve reel sektörün yatırım iştahının devam etmesi, ekonomimizin bel kemiğini oluşturan 3,2 milyonu aşkın KOBİ’mizin ayakta kalması için gerek devlet gerekse de finansa sektörü tarafında finansmana erişim kanallarının bir an önce açılması gerekiyor.
Kurdaki oynaklık nedeniyle banka ve piyasa oyuncularının izlediği ‘bekle-gör’ politikası, iş dünyasını zor durumda bıraktı.
Ticari kredi faizlerinde son yılların en sert artışları yaşanmış, özel bankaların faiz oranları yüzde 35’leri bulmuştur. Kamu bankalarındaki oranlar yüzde 15-17 arasında seyretse de onlar da kredi verme konusunda limitli ve iştahsız davranmaktadır.
Diğer taraftan bazı bankalar, yalnızca kendi bankalarında hesabı olan tedarikçilere ödeme yapılması koşulunu öne sürmekte, bankadan bankaya transfere veya başka bankadaki kredinin kapatılmasına izin vermemektedir.
Bu koşullarda bankaların tek taraflı oran artışına maruz kalan işletmeler herhangi bir pazarlık şansına da sahip olmadıklarından finansmana erişememektedir.
Özellikle yatırım ve ihracat odaklı şirketlerde KGF’nin yeniden, daha ucuz maliyetli kredi kanalını açmasına yönelik çok büyük bir beklenti oluştu. Bu kapsamda TÜRKONFED olarak, 2021 yılı Ağustos ayında açıklanan KGF destekli mekanizmaların bir an önce hayata geçirilmesini önemsiyoruz.
Talep edilen miktarın yüzde 30’unun işletme sermayesi olarak, nakit hesaba aktarılmasını, kalan yüzde 70’lik kısmın bankaların kredilendirme şeklindeki gibi fatura karşılığı alışveriş yapılan firmaya bankanın ödemesi olarak gerçekleşmesini, tıpkı kredi kartı gibi yüzde 70’lik kısmın KGF Kartı şeklinde olmasını, firmanın mal aldığı yere kartla ödeme yapmasının sağlanmasını öneriyoruz.
İhracatın geliştirilmesi, uluslararası piyasalarda rekabet gücünün artırılması hedefiyle faaliyet gösteren Eximbank’ın verdiği kredilerin bankalardan teminat mektubu alınarak ve ancak firmaların ticari banka limitlerinden harcanmak suretiyle erişilebilmesinin yanı sıra banka kredileri ile yarışacak düzeye gelmesi de ihracatçı firmalarımızı zor durumda bırakmaktadır.
İhracatı desteklemek için Eximbank kredilerinin uygun koşullarda verilmesi sağlanmalıdır.
Eximbank’ın doğrudan teminat mektupsuz ihracat desteğine geçmesi de yararlı olacaktır.
Ekonomi yönetiminin kısa vadeli önlemler yerine yapısal sorunları çözecek politikalar geliştirmesi ve finans sektörünün üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi durumunda, 2022 yılında işletme sermayesi ihtiyacı giderilirken, reel sektörün finansmana erişim kanallarının açılması da sağlanabilir.
Aksi durumun üretim, yatırım ve istihdamı durma noktasına götürecek bir sürece yol açabileceğine dair ciddi endişelerimiz olduğu belirtmek isteriz.”