ULI Başkanı Haluk Sur kentsel dönüşüm projeleriyle ilgili öenmli açıklamalar yaptı. Dönüşüm süreçlerinin öneminden bahseden Sur, devletin bu alanlarda varlığını hissettirmesi gerektiğinin altını çizdi.
Türkiye’nin en önemli projesi
Türkiye’nin en önemli işlerinin başında kentsel dönüşümün geldiğini söyleyen Sur, bu süreçlerin titizlikle yürütülmesi ve kavramların doğru kullanılması gerektiğini belirtti. Kentsel dönüşümün konuşulduğu ilk dönemlerde bunun rant kapısı olarak görüldüğünü kaydeden Sur, “Süreç en başta fakirin malını zengine peşkeş çekme olarak lanse edildi. Ancak bununla alakası yok. Deprem bizim gerçeğimiz ve dönüşüm Türkiye’nin en önemli projesi. Dönüşüm gerçekleştirilirken kimseyi evinden yurdundan etmeden, olabildiğince şeffaf, aklın, bilimin, şehirciliğin, kentleşmenin gereği yerine getirilerek yapılması gerekir” şeklinde konuştu.
Sosyolojik boyut önemli
Dönüşümün gerçekleşeceği lokasyonlarda yaşayan insanların fikirlerinin önemli olduğunu söyleyen Sur, “Dönüşümlerin olmazsa olmazı sosyolojik boyutu. Biz herhangi bir boş arazi üzerinde projeler geliştirip ihtiyacı olanlara konut satmıyoruz. İnsanları yaşadıkları yerden deplase edip yaşadıkları yeri yıkıp yeniden inşa ediyoruz ve süreç içerisinde binlerce insan etkileniyor. Dolayısıyla bu sürecin sosyo-ekonomik, sosyo-kültürel boyutları son derece önemli” şeklinde konuştu.
Garantör bir kurum gerekli
Fikirtepe’de yaşanan süreç ile birlikte yerel yönetimlerin bir alan için sadece imar planı çıkarmasının yetersiz olacağının anlaşıldığını söyleyen Sur, “ Bu süreçlerde mutlaka yediemin bir el, garantör hüviyetini üstlenecek bir kurum, kuruluş olması gerekiyor. Fikirtepe bu anlamda bir laboratuar oldu. Kentsel dönüşümün kaderini belirleyecek bir bölge. Başarılırsa çok önemli bir örnek olacak. Başarılamazsa kelimesini kullanmayacağım ancak başarılana kadar geçen süreçte insanlarımızın, yatırımcılarımızın canının yanmaması lazım. Yaşanan gecikmeler gösterdi ki, kamunun elinin işin içinde olması gerekli” şeklinde konuştu.
Devletin koordinasyon gücü hissedilmeli
Dönüşüm süreçlerinin sadece kar kapıları olmadığını ve gelecek planlamaları açısından bir fırsat olduğuna değinen Sur, gelecek nesillerin yaşam alanlarının oluşturulduğunu kaydetti. Sur, “Binaları olduğu yerde yık, yap. Aynı dar sokaklar, aynı dar caddeler, nüfusu iki katına çıkar iyice içinden çıkılmaz bir hale getirmemek lazım. Şimdi biraz daha taraflar yanlışı gördüler. Belediye yeniden işe müdahil oldu. Ama Çevre ve Şehircilik Bakanlığı belediyelere plase etti. Bence Çevre ve Şehir Bakancılığı sürecin içerisinde olmalı. Mutlaka devletin koordinasyon gücünün projenin içerisinde olması gerekir. Hatalardan ders alındığını düşünüyorum” şeklinde konuştu.
Modern gettolar yaratılır
Projenin kendi başına bırakıldığında ada bazında iyileştirmelerin olabileceğini ancak daha büyük sorunların ortaya çıkabileceğini belirtti: “ Mevcut halde bırakınca ada bazında planlar üretiliyor şehir içinde modern gettolar doğuyor. On dönümü on beş dönümü çeviren, orayı site yapan etrafını duvarlarla örüyor. Böyle bir şey olamaz. Yeni geliştirilecek projelerin mutlaka kent hayatı ile bütünleşik olması lazım. Doğru kent planlaması, master planlama bu işin olmazsa olmaz koşulu” şeklinde konuştu.