22 Kasım 2024 Cuma
Ana SayfaManşet“Urla’da Ekonomi Rüzgârı” toplantısı Ege Yapı ev sahipliğinde gerçekleştirildi..

“Urla’da Ekonomi Rüzgârı” toplantısı Ege Yapı ev sahipliğinde gerçekleştirildi..

Ege’nin ihracatına damga vuran iş dünyası temsilcileri, Ege Yapı’nın ev sahipliğinde organize edilen “Urla’da Ekonomi Rüzgârı” toplantısında bir araya geldi. Ülke ve bölge ekonomisinin masaya yatırıldığı buluşmada istikrar vurgusu yapıldı.

Ekonomi Gazetesi; Ege İhracatçılar Birliği (EİB) başkanlığında, Ege Yapı’nın ev sahipliğinde, Ege’nin ihracatına damga vuran iş dünyası temsilcilerini “Urla’da Ekonomi Rüzgârı” başlıklı toplantıda bir araya getirdi. Ege Yapı’nın İzmir’deki projelerinin ilk adımı olan Kekliktepe’de gerçekleştirilen buluşmada; Türkiye’deki son ekonomik gelişmeler, döviz kurunda yaşanan dalgalanmalar ve Merkez Bankası’nın son dönemdeki faiz artışları masaya yatırıldı. Ekonomi Gazetesi Yazarı, İstanbul Topkapı Üniversitesi Rektörü, Ekonomist Prof. Dr. Emre Alkin, Türkiye’nin kur zıplamasıyla değil, istikrarla büyüyeceğinin altını çizdi.

Modaretörlüğünü Ekonomi Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Handan Sema Ceylan‘ın yaptığı toplantıya, Ege İhracatçılar Birliği (EİB) Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi’nin yanı sıra; Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Sertbaş, Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Muhammet Öztürk, Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit ve Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı Yalçın Ertan, Ege Yapı Yönetim Kurulu Başkanı İnanç Kabadayı katıldı. Toplantıda söz alan Eskinazi, “Ege Yapı’nın, Urla’nın en güzel bölgelerinden birinde proje ürettiklerini ve proje kapsamındaki 73 yapının birden İzmir’e yakışacak bir yapı kümesi olacağını söyledi.

Prof. Dr. Emre Alkin ise Türkiye’nin artan ve zıplayan kurla değil, istikrarla büyüyeceğini söyleyerek, “Şu anda belirsiz bir ortam var. Türkiye ihracatla şahlanacak ama bu kur zıplamasıyla değil, istikrarla olacak. Çünkü ülkemizde kur yükseldi mi bütün ürünlerin fiyatları da yükselir. Neredeyse her şey döviz cinsinden üretiliyor. Dolayısıyla döviz arttı mı her şey artar. Bizim isteğimiz istikrar. İstikrarı bu şekilde, mevcut konjonktürde sağlayamadığımız ortada. Sanayiciler olarak, bu ortamda önünüze beyaz bir kağıt alın ve kesin olan meseleler ve kesin olmayan meseleleri ele alın. Kesin meselelere dört elle sarılın, kesin olmayan meseleleri de istişare edin, istişare sünnettir, elbette son kararı verecek olan yine sizlersiniz” diye konuştu.

İzmir’in dünya gayrimenkul piyasasında, Avrupa şehirleri arasında gelecek vaat edenler içinde yer aldığını vurgulayan Alkin, “Maalesef bu listede İstanbul son sırada. İstanbul’un ardından Moskova geliyor. Dünyada liberal demokrasi ile yönetilen insan sayısı, yüzde olarak düşük ve iki tane rejim kaldı. Demokrasi sadece seçimle tarif ediliyor. Sandığa gidilse de biri seçimli otokrasi, diğeri seçimli demokrasi. Seçimli otokraside, seçim var ama mecburen seçilen bir taraf var. Benim istediğim liberal demokrasi. Liberal demokrasi, fertlerin özgür iradesiyle verdikleri karar neticesinde, toplumsal faydayı sağlayacak işler yapmalarına müsaade eden rejim. Bugün dünyanın neresine giderseniz gidin ancak evinizde yaparsınız bunu. O yüzden evinizi düzgün seçin. Dışarıda demokrasi olmasa bile içeride olsun” diye konuştu. Alkın, enflasyonun düşemeyeceğini ve önümüzde Türkiye’yi bekleyen zor günler olduğunu da sözlerine ekledi.

Bu yıl ve önümüzdeki yılda dolar bazında ve her yerde küçülme olacağını söyleyen Ekonomi Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ ise, “Hemen hemen bütün sektörlerde küçülme başladı. Birçok sektörde durgunluk ve fiyat artışı bir arada yaşanıyor. 2021 Eylül ayından bu yana uygulanan sıkıntılı politikaların, günü idare etme çabasının ötesine gitmeyen düzenlemelerin getirdiği süreçten çıkmak kolay olmayacak. Dünyada da sıkıntılı bir süreç var. Resesyonun yaşandığı, Avrupa ve Amerika’nın faizleri artırmaya devam etiği bir ortamda sıkıntılar biraz sürecek. Türkiye’ye hepimiz her zaman çok inanıyoruz. Sonrasında doğru adımlar atılırsa toparlanma olur” diye konuştu.

Güldağ, yeşil dönüşüm gündemi ve tedarik sürecinin yeniden oluştuğu bu süreçte ise fırsatların da olduğunu belirterek, “Anadolu’nun dört bir yanında enerji verimliliği ile ilgili toplantılar yapıyoruz. Türkiye sanayisinin ihtiyacı olan dönüşüm gerekliliği ile yeni sanayi devriminin ortaya çıkardığı yeni teknolojiler birbiriyle çok güzel örtüşüyor. Oralara intibak ettikçe Türkiye’nin önünde birikimi ve kapasitesiyle birlikte güzel fırsatlar doğacak” ifadelerini kullandı.

Buluşmada dinleyiciler de güncel ekonomik durumla ilgili görüşlerini paylaştılar. Ege Serbest Bölge Kurucu ve İşleticisi A.Ş. (ESBAŞ) CEO’su Faruk Güler, “Toplum olarak, zevk sahibi değiliz. En önemli göstergem, şehirlerimizdeki oluşumda plan ve zevk yok. Ama Ege Yapı gibi şirketlerin yaptığı bu tür projeler içerisine girdiğimiz zaman burada bir zevk var dedirtiyor. Biz de ESBAŞ olarak 33 yıldır onu yapmaya çalışıyoruz. Ege Serbest Bölgesi katılımcıları sürdürülebilir iş modellerini geliştirmiş, bütün dünya ile her zaman vazgeçilmez işbirlikleri kurmuş şirketler. Biraz ayrıcalıklı yapıya sahibiz. İhracata yönelik şirketler olduğu için ayrıca bir gruplaşmamız var. Dolayısıyla iyi gidiyoruz. Bölge olarak da yeni yatırımlar olduğu için büyüyoruz. Bergama’da kurduğumuz Batı Anadolu Serbest Bölgesi’nde çalışmalarımız sürüyor. Kriz anında yatırım yapmak avantaj olarak görülse de, bu bakış açısı içerisinde olduğumuz dönem için geçerli değil. Çünkü bu dönemde yatırım hem çok pahalı, hem de önümüzde pek çok bilinmez var. Ama bu ülke büyük ve biz bu ülkede var olacağız, iş ve aş yaratmak, yatırım yapmak zorundayız” ifadelerini kullandı.

5 bin 200 kişilik dev bir ekiple üretim yaptıklarını söyleyen Hugo Boss Genel Müdürü Arif Kaya da, dolar kurunun 33-35 TL seviyelerine geldiğinde ihracatçının rahatlayacağını vurguladı. Kaya, “İyi ki ESBAŞ’tayız, iyi ki İzmir’deyiz. Pandemi başladığında 3 bin 300 kişiydik, bugün 5 bin 200 kişilik dev bir ekip olduk. Büyüme sürecimiz devam ediyor. Gelecek sene ki planımız 5 bin 500 kişi üzerine kuruldu. Bu tabi ki Türk insanının ve Türkiye’nin bize olan güvenin bir sonucu. Hugo Boss kurdan etkilenmedi denildi ama kurdan dolayı biz de çok zarar gördük. Kur her ne kadar şu an istenilen seviyede olmasa da yavaş yavaş bu seviyeye doğru ilerliyor. Kur, 33-35 TL seviyelerine geldiğinde ihracatçı biraz daha rahatlayacak. Biz yolumuza emin adımlarla devam ediyoruz. Globalde Hugo Boss’un erkek giyim üretiminin yüzde 50’sini bizim fabrikamız karşılıyor. Bu oran kadın giyimde yüzde 60, gömlekte yüzde 35. Hugo Boss’un tek fabrikasıyız ve bununla da gurur duyuyoruz” ifadelerine yer verdi.

Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı Yalçın Ertan ise, “Herkes dolar, euro hesabı yapıyor. Benim görüşüm; bu işin miladı 2021 yılının Eylül ayıdır. 2021 yılında pandeminden sonra tüm özel sektör çok hızlı koştu, iyi bir performans gösterdi. Ancak 2021 yılının Eylül ayında ekonominin genel gidişatına müdahale edildikten sonra maalesef ortada ne kur kaldı ne de bir ekonomik denge. Yani kur hesabı yapmak istiyorsak bana göre 2021 yılındaki o Eylül ayındaki yüzde 19,58’i ele alacağız. Daha sonra 2021-2022’de yüzde 175, 2022-2023’de ise yüzde 110 enflasyon oranını baz alıp, kuru o dengeye getirirsek işler o zaman yavaş yavaş düzelmeye başlar” dedi.

Geleceği tahmin eden ve kurumsal çalışan firmaların ekonomik krizlerden etkilenmediğini dile getiren Mali Müşavir Veysel Kapıkaya da yaptığı konuşmasında “Danışmanlığını yaptığımız irili, ufaklı birçok firma var. Bunlar ne eski ekonomi krizlerinde ne de bugün ki ekonomik darboğazda hiçbir zarar görmediler. Çünkü bu firmalar kurumsal çalıştılar. Az çok geleceği tahmin ettiler. Ayrıca Türk sanayisi krizlere çok çabuk adapte oluyor. Enseyi karartmayacağız, Türk sanayisi kuvvetlidir, Türk halkı kuvvetlidir. Bu krizi de hep birlikte atlatacağız” ifadelerini kullandı.

İstanbul’da kurulmuş 16 yaşında bir firma olarak, bugüne kadar 2 milyon metrekare üzerinde inşaat yaptıklarını aktaran Ege Yapı Yönetim Kurulu Başkanı İnanç Kabadayı, “Ev üretmiyoruz, bir tecrübe ve hayat gustosu üretmeye çalışıyoruz. İzmir’de 3 yıl boyunca araştırma yaptık. Sabırla, en iyi en güzel yerleri seçmeye çalıştık. İzmir’in bir parçası olmak için buraya geldik. Önümüzdeki dönemde de İzmir’de 6 proje planlıyoruz. Artık İzmir’in yerlisi olmak amacıyla yola çıktık. Kekliktepe’deki bu projemiz ile ilk adımımızı attık. Önümüzdeki dönemde de Urla’da 2, Alsancak’ta 2 ve Dikili’de 1 projemiz daha olacak. Bu 6 proje ile İzmir’de kalıcı olmaya geldik” dedi.

İzmir’in geleceğini çok parlak olarak gördüklerini söyleyen Kabadayı, “Hem Türkiye’de hem de yurt dışında sahip olduğumuz bilgi birikimini kullanarak İzmir’de gayrimenkulün çehresini değiştirmeyi hedefl iyoruz. Urla Kekliktepe de bunun ilk adımı. Amacımız parmakla gösterilebilecek birbirinden değerli projeler gerçekleştirip hem İzmirlilere hem de Türkiye’nin birçok yerinden insanlara sunmak. Bu sebeple sizlere komşu olduk. İzmir’in parçası olmaya geldik” ifadelerini kullandı. Kabadayı, “16 yıl önce şirketi kurarken, Türkiye’nin her bir bölgesinden toplumun Ege Bölgesi’ne karşı ciddi, olumlu ve güzel duyguları olduğunu biliyorduk. Ege Bölgesi’nin yaşam stili, doğal güzellikleri saymakla bitmez” şeklinde konuştu.

(Haber kaynağı: Nurettin Baki & Duygu Göksu – Ekonomim.com)

PROJE BİLGİ FORMU

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yapın

Lütfen yorumunuzu girin!
Lütfen isminizi girin

Son Haberler

YAZARLAR

Ayla Özer
365 YAZI