Bildiğiniz gibi "Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik", Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
En az 2 milyon dolar tutarında sabit sermaye yatırımı gerçekleştirdiği veya en az 1 milyon dolar tutarında taşınmazı, tapu kayıtlarına 3 yıl satılmaması şerhi koyulmak şartı ile satın aldığı ilgili kurumlarca tespit edilen yabancılar, Bakanlar Kurulu kararı ile Türk vatandaşlığını kazanabilecek.
Hükümetin yaklaşımını göstermesi açısından önemli olan bu karar yabancılara gayrimenkul satışı açısından bize ne getirecek?
Türkiye’den gayrimenkul alan yabancılar genelde orta gelir grubundan. Satılan gayrimenkullerin 2015 yılında değer ortalaması 180.000 USD. Bu yeni düzenleme ile farklı bir kitle hedefleniyor. 180.000 USD ile 1 milyon USD arasında büyük fark var.
Yabancıların Türkiye’ye yatırım açısından nasıl baktıklarına önceki yazılarımızda değinmiştik. Kısaca tekrar etmek gerekirse büyük yabancı yatırımcı ya çok büyük indirimle blok alım yapıp kendi vatandaşına satarak projeye ortak oluyor ya da kendisine alacak olsa bile sadece arada gidip gelmek için kendi standartlarına göre ucuz bir ev alarak, asıl yatırımı geri dönüş süresi kısa olan İngiltere gibi pazarlara yönlendiriyor.
Bu kanun yatırımcıya yönelik değil, zaten öyle olsaydı vatandaşlık vermeye gerek kalmazdı. Yatırım geri dönüşü yüksek olan pazarlar zaten kendine müşteri bulur.
Peki bu kanundan sonra zengin yabancılar Türkiye’den gayrimenkul almaya başlayacak mı?
2015 yılında yabancılara yaklaşık 23.000 adet gayrimenkul satışı olduğunu düşünecek olursak, bu rakamla yılda sadece 1.000 adetlik cüzi bir ek satış sağlansa bile 1 milyar Dolar anlamına gelir. Yılda yaklaşık 4 milyar dolarlık bir satış gerçekleştirdiğimize göre bu hiç de azımsanacak bir rakam değil. Vatandaşlık çok önemli bir etken. Mutlaka çok olumlu katkısı olacak.
Başka Ülkelerde Örnekler Neler?
Gayrimenkul çok önemli bir ihracat kalemi. Nispeten daha az dışa bağımlı, istihdamı arttırıcı etkisi yüksek, üstelik hem döviz hem de ürün içeride kalıyor.
Şu an benzer yöntemi Avrupa’da uygulayan ülke Güney Kıbrıs. 300.000 Euro’luk yeni gayrimenkul yatırımı ile kalıcı oturma izni, 2 milyon Euro’luk gayrimenkul yatırımı ile de direkt EU vatandaşlığı veriyorlar.
İspanya, Portekiz ve Yunanistan ise 250.000 – 500.000 Euro gibi farklı rakamlarda gayrimenkul yatırımına geçici oturma izni veriyorlar (Bizde ise oturma izni için bir alt limit yok), fakat kalıcı oturum hakkı ve vatandaşlığı ülkeye göre 6 – 10 yıl arasında yaşama şartı ile veriyorlar.
Sadece Portekiz bu konuda biraz daha esnek. Yatırımcı ülkede yaşamıyor olsa bile 6 yıl sonra vatandaşlığa başvurabiliyor.
Bu rakamlara bakarsak 1 milyon dolar makul bir rakam gibi gözüküyor. Avrupa Birliği üyesi olmasak bile bizim ülkemiz doğa, kültür ve rahat yaşama olanakları açısından özellikle Araplar için çok daha cazip. Son yıllarda Avrupa’da yabancılara yönelik tutumu da göz önüne alırsak özellikle körfez ülkelerinden önemli bir talep gelecektir.
Kalıcı Yabancı Yatırımı Ülkemize Sokabilir miyiz?
Ancak uzun vadede asıl döviz girdisini Türkiye’de uygun yatırım iklimini oluşturarak sağlayabiliriz.
Bugün Londra uluslararası gayrimenkul yatırımcılarının bir numaralı tercihi. Üstelik gayrimenkul yatırımcılarına bırakın vatandaşlığı oturma izni bile vermiyor. İngiltere’ye gayrimenkul yatırımı yapan yabancılar yüksek kira getirisi ve değer artışı beklentisi ile girmekle birlikte en önemli sebeplerden biri yatırımın güvenliği ve istikrar.
Yatırımı teşvik eden ana unsur uygun yatırım ortamıdır. Bunun için de ülkede güvenilir bir hukuk sistemi, ekonomik ve siyasi istikrar temel şart. Adalet sistemine olan güven %30’lara düştüğü ortamda sağlıklı bir yatırım iklimi olabilir mi? Yabancı yatırımcı bu ortama gelir mi?
Uzun vadede sormamız gereken sorular bunlar.