Yaz ayları bitmeye başlarken ve yazlık bölgelerdeki tadilat yasakları kalkarken; yazlık binaların kışı daha rahat geçirebilmesi ve önümüzdeki yaza hazırlık yapılması konusunda çalışmalar hız kazanıyor. Bu nedenle şu sıra yazlık evlerde yapılacak tadilatlar ve iyileştirmeler pek çok ailenin gündeminde ön sıralarda yer alıyor. Kış boyunca yeteri kadar korunamayan yazlık evler özellikle rutubetli bölgelerde sert geçen kışın ardından yıpranıyor ve neredeyse her yıl yeniden elden geçirilmesi gerekiyor. İzocam, yalıtım sayesinde yazlık evlerin ömrünün uzatılabileceği, her yıl bakım gerektirmeyeceği ve yazın iç ortam serinliğinin uzun süre korunabileceği konusunda ev sahiplerini bilgilendiriyor. Yazlık evlerin daha planlı inşa edilmesi ve daha iyi korunması için ilk sırada yer alan işlem olan “yalıtım” ile kışın küf ve bakteri oluşumunu engellemek, yaz aylarında ise evleri serin tutmak mümkün.
Yazlık binalarda ya da sıcak iklim bölgelerindeki binalarda yapılan yalıtım uygulamaları ile tüketilen enerjiden tasarruf edilirken yapı kabuğunu oluşturan cepheler ve çatı yüzeyleri dış atmosferik şartlarının olumsuz etkilerinden korunuyor ve binaların daha uzun ömürlü olması sağlanıyor. Uzun süre boş kalan yazlıklarda, iç ve dış ortam sıcaklık farklılığı nedeniyle rutubet gerçekleşir. Rutubet de; nem, küf, mantar gibi anti hijyenik oluşumları beraberinde getiriyor. Yazlıklarda oluşabilecek bu olumsuzlukların hijyen ve iç ortam konforu için mutlaka engellenmesi gerekiyor. Yalıtım uygulanmasıyla, yapı elemanları korunuyor, ısı köprüleri ortadan kalkıyor, rutubet ve yoğuşma nedeniyle tavan ve duvarlarda oluşabilecek nem, küf mantar da önlenebiliyor.
Ülkemizde ısı yalıtımı denildiğinde, daha çok soğuğa karşı alınması gereken önlemler akla geliyor ve sıcak iklimli bölgelerde ısı yalıtımı gereksiz görülüyor ya da yeterince önemsenmiyor. Oysa gerçekte bunaltıcı sıcaklarda soğutma işlemi ısıtma işleminden daha masraflı olduğu için sıcak iklimde yalıtım soğuk iklimde yapılan yalıtımdan çok daha önemli. Yalıtımsız ya da yeterli kalınlıkta yalıtımı bulunmayan yazlık evlerde sürekli çalışan klimalar hem yüksek enerji tüketimine hem de elektrik faturalarının artmasına neden oluyor. “Daha kalın” yalıtım malzemesi kullanımı, sağladığı konfor yanında sistemdeki diğer maliyetleri yükseltmeden, tasarrufun orantılı bir şekilde artırılmasını sağlıyor.
Sadece belirli bir dönem kullanılan yazlıkların yalıtıma daha çok ihtiyaç duyduğunu kaydeden ve kişilerin yaşadıkları evin koşullarının sağlıklı ve iyi bir yaşam için belirleyici olduğunu ifade eden İzocam Genel Müdür Yardımcısı Doruk Özcan şunları söyledi. “Evlerimizdeki koşullar sadece beden sağlığı açısından değil, ruh sağlığımız ve huzurumuz açısından da son derece önemli. Doğru planlamalarla daha konforlu yaşam alanları oluşturabilir ve bunu sürdürülebilir kılabiliriz. Örneğin; kış boyunca terk edilmiş halde kalan yazlıklar, kışın olumsuzluklarından ve geniş sıcaklık aralığında değişim gösteren dış ortam koşullarından daha fazla etkileniyor. Yağan yağmurlar çatılarda akma yapabiliyor, bazı duvarlar suyu içeri çekebiliyor ve evler uzun süre bu şekilde kalabiliyor. Bu gibi durumlar ise tamir ve bakım masraflarının artırmanın yanı sıra evlerde giderilmesi güç hasara da sebebiyet veriyor. Yaşanılan olumsuz durumlara karşı en iyi çözüm ise TS-825 Binalarda Isı Yalıtım Kuralları Standardı kapsamında tüm dış duvarların çepeçevre İzocam Manto Levhaları ile yalıtılması, çatıların ise eğimli çatılarda çatı arası kullanılan ve kullanılmayan duruma göre İzocam Cam yünü Çatı Şiltesi ya da İzocam Rulopan ile yalıtılması, düz teras çatılarda ise İzocam Foamboard ısı yalıtım levhasının (XPS) su yalıtımı ile birlikte bir sistem içerisinde doğru bir şekilde kullanılması olacaktır. Yalıtım, yapı elemanlarının yaz kış, gece gündüz geniş sıcaklık aralığında çalışmasını ve dolayısıyla ısıl gerilmelerle oluşabilecek yapısal hasarları da önlemiş olacaktır. Kalın yalıtım, yaz aylarında klima kullanımından kaynaklı enerji tüketimini azaltır. Bodrum’da, Antalya’da ya da Çeşme’de yer alan bir evin en az İstanbul’dakiler kadar yalıtıma ihtiyacı bulunuyor. Yalıtım kalınlıklarına baktığımızda, bu değerler illerin, hatta ilçelerin konumlarına göre değişiklik gösteriyor. Örneğin Datça’da yer alan bir yazlıkta duvarlarda mevcut yerel yönetmelikler çerçevesinde asgari 6 cm ve çatılarda en az 10 cm yalıtımın yapılması gerekiyor. Bu kalınlıklar Fethiye, Datça, Marmaris ve Gökova gibi yazın gözbebeği olan diğer ilçelerimiz için de geçerli. Daha çok enerji tasarrufu sağlamak ve daha iyi iç ortam şartlarına ulaşmak için mevsim koşullarına uygun olarak yapılan kalın yalıtımın mutlaka yönetmelikler doğrultusunda, hatta bu yönetmeliklerin belirlediği kalınlıkların üzerinde uygulanması gerekir. Bu şekilde uygulanan kalın yalıtımla tam bir koruma sağlanabilir ve daha konforlu, sağlıklı ve daha iyi yaşam şartları sunan yazlık evlere sahip olunabilir” şeklinde konuştu.