Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 8 haziranda başlatılan ve başvurularının 31 ekim 2018 tarihine kadar devam edeceği İmar Barışı süreci Türkiye’de yaklaşık 13 milyon yapıyı yakından ilgilendirmekle beraber çok çetrefilli konuları da içermesinden dolayı vatandaşların kafası karışabiliyor ve yanlış anlamalara sebebiyet verebiliyor.
İmara aykırı veya mülkiyet sorunu çözülememiş, ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı olarak yapılmış yapıların kayıt altına alınması için getirilen bir yasal düzenlemenin söz konusu olduğu İmar Barışı kapsamında verilen Yapı Kayıt Belgesi ile birlikte (istisna tutulan alanlar hariç) imar ve mülkiyet sorunu olan tüm yapılara yasallık kazandırılması ve kayıt altına alınması amaçlanıyor.
Yapı Kayıt Belgesi’nin tapu sorunu olan yapılarda tek başına tapu alınmasına yetmediğine dikkat çeken uzmanlar; vatandaşların bu süreçten sonra isterse kat mülkiyetli tapuya geçiş yapabileceklerini, bunun için mevcut binanın projesinin çizilmesi gerektiğini, bundan dolayı da mühendislik, yapı denetim büroları ile iş birliği yapılması gerektiğini, projenin belediyeye onaylatılarak ruhsatının çıkarılması gerektiğini belirterek sonrasında tapu işlemleri için başvurabileceklerini söylüyorlar.
İmar Barışı başlangıç sürecinde kayda alınan bilgilerin doğruluğu çok önemli
E-devlet veya Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müdürlükleri vasıtasıyla yapılan başvurucu sürecinde beyan edilen bilgilerin doğru verilerle örtüşmesinin çok önemli olduğunun altını çizen yetkililer; bu bilgilerin binanın proje-ölçüm çalışmaları ile örtüşmediği takdirde tapu hakkının kaybedileceği gibi yanlış beyandan dolayı devletle barışmayı beklerken bir de davalık duruma düşmemeleri konusunda vatandaşları dikkatli olmaları konusunda uyarıyorlar.
İmar Barış başvuruları 31 aralık 2017’ye kadar yapılan binaları ilgilendiriyor. Bu tarihten sonraki yapılar İmar Barışı süreci kapsamına alınmıyor.
