İstanbul Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde gazete ve televizyonların genel yayın yönetmenleriyle bir araya gelen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, hem deprem bölgesinde yürütülen çalışmalar ile hem de İstanbul’un depreme hazırlanması konusunda bilgiler verdi.
İstanbul’un depreme hazırlanması konusunda 4 aşamalı plan hazırladıklarını dile getiren Bakan Özhaseki, “İstanbul’da, deprem başta olmak üzere tüm afetlere karşı hazırlıklı olmak ve hızlı adımlar atmak konusunda kararlıyız. İstanbul için özel yasa çıkarabiliriz. Bizim hızlı davranmamız icap ediyor. Biran önce işi hızlandıracak tedbirleri alıp bu yasayı çıkarmak istiyoruz” dedi.
Özhaseki, açıklamalarının devamında şu değerlendirmelerde bulundu:
“İstanbul’da yapılacak en güzel şey, deprem gelmeden ona hazırlık. Bu konuda 4 aşamalı planımız var: Birincisi, zaten devam eden bir kentsel dönüşüm çalışması var. Şu anda bile 39 ilçemizde 188 yerde kentsel dönüşüm projesi devam ediyor. Şu anda 165 bin civarında konutun yenileme çalışmaları devam ediyor. İkinci aşamada, rezerv konut alanları belirledik. Bu alanlarda 350 bin konuta kadar yeni sağlam, güvenilir konutlar yapabileceğiz. Üçüncüsü de, ‘Yarısı Bizden’ kampanyası. Bununla ilgili de şuana kadar Bakanlığımıza müracaat eden insan sayısı 1 milyon 20 bin. Bina içerisinde tek tek müracaatlar var ama yüzde 100 kendi içerisinde anlaşma sağlanmış bina sayısı 14 bin civarında. Dördüncü aşamada, İstanbul için özel bir yasa çıkarmayı hesaplıyoruz. Biran önce işi hızlandıracak tedbirleri alıp bu yasayı çıkarmak istiyoruz.
Bizim bir çalışmamız var. Türkiye’nin en iyi uzmanları bizde. Bakanlığımız liderliğinde İstanbul’da 39 ilçe belediyemizi gerekse büyükşehir belediyemizi davet ederek toplantıya başladık. İstanbul’da bu işe gönül veren veya bu işe kafa yoran, katkıda bulunmak isteyen kim varsa gelsin orda söylesin, ve bir yol haritasını netleştirelim. Sonra da gerekirse İstanbul için özel yasa çıkarıp bir an önce başlayalım. O yüzden bizim hızlı davranmamız icap ediyor. Gerekirse bu konuda hızlı adımlar atarak çalışma döneminde değilse bile meclisi bu iş için davet edip bu yasaları görüşebiliriz.
İstanbul’un depreme hazırlanmasında, kentsel dönüşüm özelinde bu işin üç paydaşı var:
Birincisi Bakanlık. Ana kumanda merkezinde Bakanlık var; bu işin hesabını yapıyor, riskli alan ilan ediyor, tedbirler alıyor, vatandaşın kirasını ödüyor, oradaki projeyi baştan sona gözden geçiriyor, doğru altyapıyı oturtuyor ve devam ediyor.
İkincisi aşamasında belediyelerimiz var. Belediyelerimiz, hangi bölgeler kendileri için daha riskliyse biran önce başlayabilecekleri yerleri hesaplayıp daha sonra vatandaşlarımızla görüşmeleri sürdürmeleri icap ediyor. Üçüncü ayağı da vatandaş. Eğer vatandaş razı olmazsa, direnmeye başlarsa gerçekten yapılacak çok bir şey kalmıyor. Eğer İstanbul’umuzu ve Türkiye’mizi depreme hazırlayacaksak bizim biran önce hep birlikte bu işlerin üstesinden gelecek şekilde uğraşmamız icap ediyor.”
6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından bölgenin hızla yeniden ayağa kaldırılması için gece gündüz çalıştıklarını söyleyen Özhaseki, 17 Temmuz’da hayata geçirdikleri ‘Yerinde Dönüşüm’ projesine depremzedelerin büyük ilgi gösterdiğini ifade ederek projeden yararlanmak için müracaat edenlerin sayısının da 162 bin 500’e ulaştığını belirtti.
Özhaseki, ‘Yerinde Dönüşüm’ projesi ve deprem bölgesine yönelik yürütülen çalışmalarla ilgili şunları söyledi:
“Yeni bir çalışma başlattık. O da şu; haliyle bizim yapmış olduğumuz rezerv alanlar biraz şehir dışında kalıyor. Biz bu geçen süre içerisinde zemin etütlerini yaptırdık o bölgelerin. Burada da hayatı normalleştirebilmek adına merkezleri bir an önce canlandırmamız gerekiyor diye düşünüyoruz. O bölgedeki insanlarla, sivil toplum örgütleriyle, ileri gelenlerle ticaret odası erbaplarıyla bir araya geldiğimizde bize özellikle yerinde dönüşümü işaret ettiler ve istediler. Yerinde dönüşüm bir noktada bizim için bir mecburiyetti. Neden derseniz rezerv alanlarda yeteri kadar yani 850 bin konutluk yer bulmak mümkün değil. İkincisi insanlar yaşadığı yerden hatıralarının olduğu yerlerden kopmak istemiyorlar. O yaşadığı bölgede yeniden hayatını devam ettirmek istiyorlar.
Ruhsattan meskene kadar her bir safhasını Bakanlığımızın denetleyeceği “Yerinde Dönüşüm” sürecini 4 kırmızı çizgimizden asla taviz vermeden sürdüreceğiz. Fay hatlarının ve fay kırıklarının olduğu yerlerde yapılaşma asla olmayacak. Zemin sıvılaşması olan yerlerde de yapılaşma olmayacak. Dere yataklarına bir daha yapılaşma yapılamayacak. Mühendislik ve mimarlık hesaplarından başlayarak yapım safhasının tamamında sıfır tolerans uygulanacak.
Yerinde dönüşümle ilgili de vatandaşa her konut için 500 bin lira hibe yardımında bulunuyoruz. 800 bin liraya kadar da kredi vereceğiz. İnşaatları yaptıkça hak ediş karşılığı olarak biz bu paraları vereceğiz. Daha sonra onlar da, 2 senesi ödemesiz 10 sene vadeli sıfır faizle parayı geri ödeyecek. İş yerleri için de yeni krediler ve hibeler başlattık. Bundan dolayı da oralarda müthiş bir rağbet oldu.
Ben de telefonda takip ediyorum. Bugün sabah 162 bin 500 civarındaydı müracaat. Bunlar bazen bir bina adına müracaat ediyorlar. Demek ki; 200 yüz binden fazla vatandaşı temsil eden bir grup ‘evet biz yerinde dönüştürürüz. Siz bize destek verin. Biz evimizi yaparız’ diyorlar. Bunu yaptığımız takdirde o şehirlerde bir an önce merkez canlanmış olacak.
Ayrıca bir karar daha aldık. Şehirlerimizin merkezinde yapılacak yerlerin tamamının inşasını da biz yapacağız. Çünkü şehirlerin meydanı önemli. O meydanlar yüzlerce boyunca yaşıyor. Sonra kartpostallara konu oluyor. Herkes orada buluşuyor. Geçtiğimiz hafta Malatya’da başladık. Yarın Kahramanmaraş’ta yapacağız. Haftaya da inşallah Adıyaman’da ve sonra da Hatay’da şehirlerin merkezini Bakanlık olarak biz resen inşa edeceğiz.”