Dünyada bu yıl 16-23 Eylül 2013 tarihleri arasında yeşil binalar Haftası kutlanıyor. Gezegenimizin geleceğinin önemine varmış tüm ülkelerde kutlanan bu hafta boyunca, daha yeşil, daha iyi ve sağlıklı binalara kavuşmanın gerekliliği anlatılırken, ülkelerde binaların yeşillendirilmesinde danışmanlık hizmeti veren firmalar da yeşil bilincin geliştirilmesine katkıda bulunuyor.
Türkiye'de 2008 yılında Çevre Dostu bina değerlendirme danışmanlığı, Enerji Verimliliği hizmetleri başta olmak üzere daha yeşil bir dünya için hizmet vermek üzere kurulan Altensis firması, bugüne kadar yurtiçi ve yurtdışında 30'a yakın projeye danışmanlık yaptı. BREEAM, LEED gibi Çevre Dostu sertifikaların alınmasında verilen danışmanlık hizmetiyle alanında Türkiye'deki en eski firma olan Altensis, aynı zamanda Türkiye'nin en fazla bina yeşillendiren markası olarak dikkat çekti. Şirket halen pazarın yüzde 70'lik dilimine sahip bulunuyor.
Dünya yeşil binalar Haftası dolayısıyla bir açıklama yapan Altensis Kurucu Ortaklarından Serkan Emin, Yeşil Bina anlayışının gelecek nesiller için önemi anlaşılır ve bundan böyle yapılan tüm binalarda çevreye Uyum, doğa dostu olma, insan sağlığına katkı, sürdürülebilirlik Yeşil Bina kriterlerinin tüm yapılacak binalarda olmazsa olmaz kriterler haline gelmesi temennisinde bulundu.
Enerjide İşletme Giderlerinde Tasarrufun Yolu Yeşilden Geçiyor
Türkiye'de pazarın hala yeterince gelişmediğini anlatan Serkan Emin, ancak Kentsel Dönüşüm ve yeni imar yönetmelikleri ile binaların çevre dostu ve enerjiyi daha verimli kullanır hale getirilmesinde yol kat edilmekte olduğunu söyledi.
Emin, "Yeşil binalar enerjiyi hızla tüketen dünya için bir ihtiyaç ve zorunluluk. Ancak konunun öneminin anlaşılabilmesi, yatırımcıların bu konuda harekete geçebilmesi için ne yazık ki hala teşvik ve yasal düzenlemelere ihtiyaç duyulabiliyor. Oysa Türkiye'de de yavaş yavaş örnekleri görülmeye başlayan Çevre Dostu Binalar, enerji ve su kullanımında Türkiye'deki ortalama bir binaya göre yüzde 40-50'lere varan oranda tasarruf sağlıyor. Binalarımızda malzeme ve enerjinin doğru kullanılmaması nedeniyle işletme giderleri olarak yüzde 30-40 daha fazla para ödüyor ve aynı zamanda atmosfere salınan karbondioksitin (CO2) oranını yüzde 40-50 artırıyoruz. Sırf bu rakamlar bile geleceğin kentlerinin neden yeşil üzerine inşa edilmesi gerektiğini gözler önüne sermeye yetiyor" dedi