Türkiye'nin en önemli sanayi merkezlerinden olan Bursa, dünyanın en önemli gündem maddelerini oluşturan enerji ve küresel ısınma konularını birleşik bir şekilde ele alıp hayata geçirmeyi hedefleyen projelere öncülük ediyor. Yenilenebilir enerji üretimi ve "enerji verimliliği" projeleri ile "Yeşil Büyüme"nin yolu Bursa'da açılıyor. Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) ile Enerji Verimliliği Derneği Bursa Şubesi, Türkiye'de "Yeşil Büyüme"ye öncülük yapan projeleri birlikte hazırlıyor.
"Bu amaçla, farkındalık toplantıları yaptık ve Enerji Verimliliği laboratuarı kurmak üzere kolları sıvadık. Şimdi bu yeşil dönüşümü tüm Türkiye’ye anlatmanın sırası geldi. Bursa’da uyguladığımız Yeşil Büyüme Stratejisi'ni Türkiye’deki sanayicilere duyurmak ve ülkemizin dikkatini bu alana çekmek üzere Yeşil Sanayi Zirvesi düzenlemeye karar verdik. Bu zirvenin Bursa Ticaret ve Sanayi Odasının himayesinde yapılması çok önemli. Zira tüm sanayicilerimiz bu projeyi destekliyorlar. BTSO bünyesinde kurduğumuz Çevre ve Temiz Üretim Konseyimizde hedefimiz Bursa’da Yeşil dönüşümü sağlamak. Sanayicilere enerji yoğunluklarını düşürmek ve yenilenebilir enerji kullanımlarını teşvik etmek başlangıç uygulamamız. Ama yakın bir gelecekte Yeşil Üretim kriterlerini sağlayan firmalara Temiz Üretim bayrağı çekmek istiyoruz."
Küresel İklim Değişikliği sorunlarının ele alındığı Rio+20 Toplantısı'nda Türkiye'yi Kalkınma Bakanlığı ile birlikte temsil eden Enerji Verimliliği Derneği'nin Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Müh. Mustafa Uysal, bölge sanayisinde yeşil dönüşümü sağlamak üzere Bursa Ticaret ve Sanayi Odasına Yeşil Büyüme projesi önerdiklerine işaret ederek, "Bu proje kapsamında ülkemizde enerji verimliliğini en yoğun uygulayan bölge olmak, temiz ve yeşil üretim yapmayı hedefliyoruz" dedi ve şöyle anlattı:
"Yeşil Büyüme" stratejileri içinde "enerji verimliliği"nin büyük önemi olduğunun altını çizen Dr. Uysal, "Enerji verimliliği enerji tasarrufu demek değildir ama Enerji Verimliliği sonucunda enerji tasarrufu oluşur" dedi ve ekledi:
"Enerji Verimliliği, enerjiyi etkin ve yeterince kullanmaktır. Enerji deyince akla ilk gelen elektrik ve ısı enerjisi yanında, aydınlatma, ulaşım, su, iletim ve zaman da bir enerji verimliliği çalışma sahasıdır. Enerji verimliliği iki açıdan önemlidir; 1. Enerji verimliliği ile gereksiz tüketimin önüne geçilir ve önemli bir maliyet avantajı sağlanır, 2. enerji verimliliği ile daha az enerji tüketildiği gibi daha az çevre kirliliğine sebep olur."
Dr. Uysal, Enerji Verimliliği Derneğinin dört ana hedefini de şöyle açıkladı:
1. Enerjiyi etkin ve yerinde kullanarak gereksiz tüketimin önüne geçilmesi,
2. Enerji üretirken ortaya çıkan zehirli gazların önüne geçilmesi ve alternatif enerji kaynaklarına yönelmesi,
3. Enerji Verimliliği ile ihtiyaç duyulan ileri teknoloji ürünlerini müteşebbisin önüne koyarak yeni yatırım alanları oluşturulması,
4. Ülkemizin önemli global enerji oyuncusu olabilmesi için yeni enerji kaynaklarına yenilenmesi.
Türkiye enerji ihtiyacının yaklaşık yüzde 75’inin ithalat yoluyla karşılandığına dikkat çeken Dr. Uysal, "Hızlı talep artışı nedeniyle, 2020 yılında toplam enerji arzının ancak yüzde 22’sinin yerli üretimle karşılanabileceği öngörülmektedir. Enerji kaynakları açısından kısıtlı kaynaklara sahip ve dışa bağımlı konumda olan ülkemizde, enerji ihtiyacının yeterli, güvenilir ve ekonomik olarak sağlanması temel hedeftir. Enerjinin verimli kullanımı bu hedefin gerçekleştirilmesinde kullanılacak en önemli araçlardan birisidir" diye konuştu.
Enerji konusunun, dünyada güvenlik konuları başlığı altında ele alındığını vurgulayan Dr. Uysal, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından yapılan 21.yy. genel enerji konseptinin üzerine inşa edildiği 5 ekseni de şöyle açıkladı:
1. Dünya çapında enerji verimliliğini artırmak
2. Temiz Enerji kaynaklarını artırmak
3. Yenilikçi, Çevre dostu teknolojiler geliştirmek
4. Sera gazlarının salınımını azaltmak
5. Yeni Nesil Enerji teknolojileri geliştirmek
Bursa'nın Türkiye'nin çok önemli bir sanayi merkezi olduğuna işaret eden Dr. Uysal, "Enerji verimliliği uygulamalarımızı Bursa merkezli yapıp tüm ülke çapında yaygınlaştırıyoruz. Bursa’da önem verdiğimiz bir alan sanayidir. Sanayi ile sıkı bir diyaloğumuz var ve sanayiciler önerilerimizi dikkatle uyguluyorlar. Zira söylediklerimiz onlara da değer
kazandırıyor" dedi ve şöyle devam etti:
"Ülkemiz büyüyor ve bu büyüme sanayi ile oluyor. Sanayimiz büyüdükçe çevremize duyarlı olmamız gerektiğini hepimiz görüyoruz. Özellikle kişi başına geliri 12 bin doların üzerinde olan şehirlerde bu tür çevre hassasiyetleri daha önem kazanıyor. Bursa bu sınırı zorlayan şehir olarak çevre duyarlılığı yüksek bir şehirdir. Bu yüzden Yeşil Büyüme projemizin ilk Bursa’dan başlaması anlamlıdır. Yeşil Büyüme ile sanayimizin Yeşil Sanayiye dönüşümünü anlatacağız. Başta enerji verimliliği olmak üzere, yenilenebilir enerji uygulamaları, temiz üretim teknolojileri, temiz su uygulamaları, karbondioksit salımı, su ayak izi, küresel iklim değişikliği hep bu başlık altında değerlendirilmektedir. Bizler Yeşil Büyüme programını BTSO bünyesinde hazırladık ve Çevre ve Temiz Üretim Konseyi bünyesinde geliştirdik. Bu dönüşümü tüm kesimlere anlatıp görüşlerini almak istiyoruz. Yeşil Büyümeyi eksiksiz bir şekilde uygulayıp Türkiye’nin modeli haline geliştirmek istiyoruz. Tüm ülke sanayisi bu tecrübeleri kullansın ve Türkiye’nin modeli olsun istiyoruz."
Türkiye'nin ilk "Yeşil Sanayi Zirvesi"nin Ocak 2015'te düzenlendiğini anımsatan Dr. Uysal, ikincisi Ocak 2017 olmak üzere zirvelerin iki yılda bir yenileneceğini ekledi.
Tüm çalışmaların iklim değişikliğini kontrol altına alabilmek üzerine yapıldığına dikkat çeken Dr. Uysal, "Kyoto ile başlayan salınımların kontrol altına alınması ve hatta azaltılmaya çalışılması, tüm dünyayı temiz enerjiye yönlendirdi" dedi ve ekledi:
"Amerika’da yapılan bu araştırmalara Düşük Karbon ekonomisi veya doğrudan Yeşil Ekonomi adı verilmektedir. Başkanlığını Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız, sekreterliğini Enver Derneğinin yaptığı Türkiye Enerji Verimliliği Meclisi (TEVEM)’in hazırlamış olduğu rapor da 'Yeşil Ekonomiye Geçiş' olarak bu yüzden adlandırıldı. Tüm dünya’da bu tür çalışmalar olurken salınımları en fazla artan ülkelerden olan Türkiye’de de bu yönde çalışmaların hızlandırılması önem kazanmaktadır. Bugün için düşük karbon üreticileri arasında olmamız ile sevinirken yarın sanayi ile birlikte bizim de başımız ağrıyacaktır. Bu çalışmaların Belediyelerden ve Kamudan başlaması daha önemlidir. Zira bu yöndeki kuralları koyan otorite olarak Belediyeler ve Kamu, sağlıklı kentleri ilk önce kendi çalışmaları ile oluşturacaklardır." dedi.