Mimar Cengiz Gültek ve Mimar Murat Şahin tarafından 2015 yılında kurulan, İstanbul ve Houston’daki ofisleriyle hem yurt içinde hem de uluslararası olarak nitelikli projelere imza atan PDG Mimarlar; Bursa merkez ilçelerinden Yıldırım Belediyesi’nin Kentsel Dönüşüm Projeleri dahilinde Yediselviler ve Sıracevizler mahallelerinde fark yaratan bir dönüşüm gerçekleştirmeye başlıyor.
Nitelikli bir kentsel dönüşüm projesinin çevresi üzerinde de önemli etkilerde bulunacağının altını çizen Mimar Murat Şahin, bunun sonraki alanların dönüşümünde katalizör görevi göreceğini belirterek Yıldırım Belediyesi için Yediselviler ve Sıracevizler mahallelerinde gerçekleştirdikleri dönüşümlerin bu modele örnek teşkil ettiğini ve projelerin hayata geçebilmesi için değerlendirme uzmanı Belmap ve Yıldırım Belediyesi ile organize olarak ortak bir çalışma yürüttüklerini açıkladı.
Yapı stoğunun niteliği, mülkiyet sorunu, yoğunluk, sosyal donatı eksikliği gibi birçok farklı etkenin ışığında projenin zorluğuna değinen Murat Şahin, alanı “Dar sokaklara hizmet alan, bitişik nizam mülkiyet sorunu olan ve sosyal donatısı olmayan bir konut bölgesi” sözleriyle özetlerken, ek olarak arazide bulunan eğim sebebiyle sonraki dönüşüm alanının kotlarıyla ilişkisinin de doğru kurulmasının gerekliliğini vurguluyor. Mimara göre üst ölçekte verilen kararların çevresinde yaratacağı etkinin de hesaplanması gerektiğini ileten Şahin, bu etkileşimin de dönüşümünün birlikte alınan kararlarla gerçekleştirilmesi gerektiğine dikkat çekerek Yediselviler ve Sıracevizler Mahallelerinde yaptıkları kentsel dönüşüm projesinin tasarım kurgusunu “Özel, yarı özel, kamusal ve yarı kamusal alan kavramları ve bunların birbirine geçişleri üzerinde durduk. Buradaki önemli aktörler sokak kavramı, meydanlar ve iç avlularımız oldu. Diğer yandan göz ardı edemediğimiz eğim, yoğunluk gibi şartları zorlayan tasarım girdileri de vardı. Tasarım sürecinde “İnsan algısı ve bakışı üzerinden bu yoğunluğu nasıl daha az hissettirebiliriz?” çabası içerisindeydik. Konut adalarını eğime kademeli olacak şekilde tasarladık. Bu sayede proje alanındaki yatay ulaşım ağı da eğimden etkilenmemiş oldu. Bunun sonucu olarak da ulaşım üzerine yoğunlaştığımızda bazı sokakları yayalaştırabildik. Sokak dokusunun yanı sıra iç avlu kurgusunu da içeren tasarımda bu iç avlulara her kottan giriş verdik, böylece yapıların kentin içerisinde duvar gibi davranması yerine yaşama dahil olmasını hedefledik.” sözleriyle özetledi.