Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emre Alkin, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından bugün yayınlanan yılın üçüncü çeyreğine ilişkin büyüme verilerini değerlendirdi. Temmuz-Eylül dönemini kapsayan üçüncü çeyrekte ekonominin yüzde 0.9 büyüdüğünü hatırlatan Alkin “Yüzde 0.9 çok şaşırtıcı bir rakam sayılmaz. Benim için sürpriz olmadı. Ama yüzde 1 ve üzerinde büyüme bekleyenler de vardı ki bence yüzde 1 yüksek bir beklentiydi. Neye dayanarak bunu bekliyorlardı bir türlü anlayamadım. Sağlıklı bir öngörü ve isabetli tahmin için biraz çarşı pazar dolaşmak lazım” ifadelerini kullandı.
“EKONOMİ YILLIK YÜZDE 0-0.5 ARASI BÜYÜR”
Üçüncü çeyrekte daha kötü sonuçlarla karşılaşılmamasını baz etkisine bağlayan ünlü ekonomist, “Bir önceki yıl çıkan kötü rakamlar nedeniyle 2019 yılının bu döneminde baz etkisiyle daha iyi verilerle karşılaşacağımızı söylüyorduk ki nitekim öyle oldu” dedi.
Ünlü Ekonomist “Bu olumlu eğilim devam ederse Türkiye’de yıllık yüzde 0 civarında büyüme gerçekleşmiş olacak. Dördüncü çeyrekte daha iyi bir büyüme rakamı bekliyoruz. Bence böylece Türkiye 2019 yılını yüzde 0 ile yüzde 0.5 arasında bir büyümeyle kapatacak. Yüzde 0.5’in üzerinde bir yıllık büyüme benim için sürpriz olur ama böylesi bir durum olursa sevinirim tabii ki” diye konuştu.
“ULUSLARARASI KURULUŞLAR YANILDI”
Emre Alkin, yılın ilk 10 ayı süresince OECD, Dünya Bankası ve IMF’nin Türkiye ekonomisinde 2019’da yüzde 2.5 gibi ciddi bir daralma öngördüklerini hatırlatarak “Ama ben öngörülerin yanlış olduğunu söylüyordum. Çünkü karış karış ülkeyi dolaşıyorum ve yaptığımız tüm ortak akıl toplantılarından aldığımız bilgilerin, edindiğimiz izlenimlerin de katkısıyla gördük ki Türkiye ekonomisi yılı yüzde 2.5’lik bir daralmayla değil, yüzde 0 veya çok küçük de olsa pozitif bir büyümeyle tamamlayacaktı” diye konuştu.
“IMF, OECD RAPORLARI ALGIMIZI BOZDU”
IMF, Dünya Bankası ve OECD’nin Türkiye ekonomisine ilişkin tahminlerini Ekim ayında düzelttiklerini anlatan Prof. Dr. Emre Alkin, “Ama çok geç oldu. Hatta bu gecikme nedeniyle Türkiye’nin algısı da bozuldu. Aslında Türkiye biraz da bu kurumların rapor yayınlama takviminin azizliğine uğramış oldu. Yani ülke algısı o gecikmeye takıldı kaldı. Oysa biz bu durumu yılbaşından bu yana anlatıyorduk” dedi.
İNŞAATIN BAŞIMIZA AÇTIĞI İŞLER
Üçüncü çeyrekte inşaat faaliyetlerinin yavaşladığına, sektörün sert şekilde daraldığına dikkat çeken Alkin, “İnşaat faaliyetiyle Türkiye’nin bir yere varamayacağını, sanayiye, üretime, katma değer yaratan sektörlere önem verilmesi gerektiğini hep söylüyorduk. Eldeki rakamlar, inşaata dayalı büyümenin bizim başımıza ne tür sorunlar açacağını da göstermiş oldu” görüşünü dile getirdi.