Ekim ayı sonu itibarıyla yurt dışında üstlenilen proje tutarının 13.8 milyar dolar seviyesine ulaştığını hatırlatan Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı Mithat Yenigün; “Rusya ile ilişkilerimizdeki normalleşmenin yanı sıra Sahra altı Afrika, Hindistan ve Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği bölgesi gibi potansiyel pazarlardaki fırsatlar da göz önüne alındığında yıllık iş tutarımızın yakın zamanda yeniden 20 milyar dolar bandını aşmasını beklemekteyiz.” dedi.
Firmaların yurt dışındaki işleriyle ilgili teminat mektubu ve kontr garanti sorunlarının arttığını aktaran Yenigün, ihalelere girilen birçok ülkede Türk bankalarının teminat mektuplarının doğrudan kabul edilmediğini kaydederek “Ülkemiz ekonomisiyle yarışamayacak bazı ülkelerin bankalarının, düne kadar iş yapmak için peşinden koştukları bankalarımızın kontr garantilerini kabul etmediğini, kimi ülke bankalarının da Türk bankalarının riskini almak istemediklerini ifade ettiğini görmekteyiz.” diye konuştu.
Irak’taki işlerden doğan 1.5 milyar dolar civarındaki alacak konusunda henüz bir gelişme yaşanmadığını anımsatan Yenigün; firmaların Libya’da yarım kalmış projelerinin toplam tutarının 19 milyar dolar olduğuna dikkat çekerek tahsil edilmemiş hak ediş alacaklarının yaklaşık 1 milyar dolar, avans ve kesin teminat tutarının 1.5 milyar dolar, makine, ekipman gibi envanter ile diğer zararlar toplamının da 1.1 milyar dolar civarında olduğunu aktardı.
Yurt içinde ciddi zorluklar yaşanıyor
Çimento, akaryakıt, demir, bitüm, boru gibi inşaat yapım işlerinde ağırlıklı olarak kullanılan malzeme fiyatlarında özellikle son 2 yıldır yüksek artışlar yaşandığına dikkat çeken Yenigün, döviz kurunda son 6 ayda öngörülmesi mümkün olmayan yükseliş nedeniyle inşaat şirketlerinin ciddi zorluklar yaşadığını dile getirdi.
Enflasyonla mücadele için yürütülen parasal sıkılaştırma politikasının da sektörün yaşadığı zorlukları artırdığına işaret eden Yenigün, “Ülkemizde kamuya yapılan işlerin bir kısmının sözleşmesinde hiçbir fiyat farkı ödemesi öngörülmemişken birçok sözleşmede fiyat farkı hesap yöntemi, TÜFE ve ÜFE genel endeksleriyle ilişkilendirildi. Oysa son yıllarda inşaat sektörünün temel girdi malzemelerinde TÜFE ve ÜFE oranlarından çok daha yüksek fiyat artışları yaşandı.” dedi.