Gayrimenkul Sektöründe iç piyasa heyecanı bir süreliğine durağan seyrediyor.
İç pazarda; Balondu, Köpüktü, Yabancıydı, Ülke Satıldı, Alma Zamanıydı, Alma Zamanı Değildi… derken gayrimenkul pazarında gündem sıcaklığını yitirdi.
Şimdi moda, İstanbul’da Lüks Otellerde ikramlı yurt dışında gayrimenkul tanıtım pazarlama satış toplantılarında.
Sosyal medyada ilgilenmeniz,ilgi çekmeniz yeterli. Sonrasında ilanlar akın akın geliyor…
- Vize sorunu büyüdükçe yurt dışında ev alma eğilimi artıyor,
- Küresel ölçekte insanlar gayrimenkul yatırımlarıyla birlikte verilen oturum ve vatandaşlık programlarıyla kısıtlamaları aşmaya çalışıyor.
- Yurt içinde Birden fazla gayrimenkul alımına yönelik olası vergisel düzenlemeler caydırıcı etki yaratıyor,
- Döviz bazlı kira getirisi yatırımcıya cazip geliyor,
- Oturum, vatandaşlık, serbest dolaşım ve eğitim fırsatları yatırımcıları yurt dışından gayrimenkul almaya teşvik ediyor.
Bir de bu sebeplere;
- Düşük peşinat
- Dövize endeksli vade farksız 5 yıla varan ödeme kolaylığı
- Yurt dışı banka mortgage kullandırma
- Kira garantisi
- Kiralama garantisi
Döviz getirili kira Kazanç’ı eklenince işin boyutu değişiyor.
Makalemi okuyan yetkililer yurt dışında taşınmaz alımına nasıl bir engelleyici düzenleme getirmek isterler bilemem ama, yurt içinde proje geliştiricilere önerim geliştirmekte olduğunuz projelere yurt dışından paket – işbirliği modelleri oluşturabilirsiniz.
Düşünsenize İstanbul’dan aldığınız Ev ile birlikte Halkidiki’de yazlık bir eviniz var! Hiç fena bir fikir değil…